TBMM Genel Kurulu, özel oturumla toplandı

TBMM Genel Kurulu, özel oturumla toplandı

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, TBMM'nin 100'üncü kuruluş yıl dönümünde özel oturumla toplandı. Meclis Başkanı Mustafa Şentop, "Ülkemizi de etkileyen küresel salgın sebebiyle katılımı sınırlandırmak, bu kutlu yıldönüm için planladığımız etkinlikleri ileri bir tarihe ertelemek zorunda kaldık" dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop başkanlığındaki özel oturum öncesi, oturma düzeni koronavirüs salgını nedeniyle sosyal mesafeye göre ayarladı. Genel Kurul salonunun girişlerine eldiven, maske ve dezenfektan konuldu. İlk kez 23 Nisan özel oturumunda localar boş kaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılmadığı oturumda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yer aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da oturuma katıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise oturumu locadan izledi. Ayrıca kabine üyelerinden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile milletvekilleri de oturumda yer aldı. Herkesin maske takıp, sosyal mesafeyi koruyarak oturduğu genel kurulda saygı duruşunda bulunuldu, ardından İstiklal Marşı okundu.

'KATILIMI SINIRLANDIRMAK ZORUNDA KALDIK'

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, açılış konuşmasında, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile 100'üncü yıl kutlamalarının diğer yıllara göre farklı kutlandığını bildirdi. Şentop, hazırlıklarının bayramı milyonlarca vatandaşla birlikte kutlamak olduğunu söyleyerek, "Fakat, ülkemizi de etkileyen küresel salgın sebebiyle katılımı sınırlandırmak, bu kutlu yıldönüm için planladığımız etkinlikleri ileri bir tarihe ertelemek zorunda kaldık" dedi.

Şentop, bugünün milletin her bir ferdinin göğsünü kabartacak ve yarına daha umutla bakmasını sağlayacak büyük ve önemli bir gün olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Bu günü büyük ve önemli kılan, bundan tam 100 yıl önce ve tam da bu saatlerde açılışı yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni inşa eden ceht, gayret ve mânâdır. 100 yıl önce vatan ilhak ve işgal, milletimiz esir olmak tehdidi ile karşı karşıyaydı. Büyük kayıplarla ve mağlup olarak çıktığımız Birinci Dünya Savaşı’nın sonucunda milletimiz, son hürriyet kalesi olan Anadolu’dan da sürülüp çıkarılmak istenmekteydi. Türkiye, ordusu terhis edilmiş ve silahlarına el konulmuş, başşehri işgal edilmiş, Meclis’i dağıtılmış ve iktisaden çökertilmiş bir manzara arz ediyordu. 19 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktığında görünen tablo buydu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 100’üncü yılını idrak ederken bir önemli hususa değinmek zorundayız. Kurtuluşa inanmış kadronun öncülüğü ve milletin azmiyle kazanılan millî mücadelenin iki esası vardır. Bu esaslardan ilki, tam bağımsızlık hedefi; diğeri de tam bağımsızlık hedefine yönelik mücadelenin millî iradeye dayanarak yapılması prensibidir. Bu tarafıyla millî mücadele, dünyadaki benzerlerinden ayrılır."

KILIÇDAROĞLU'NDAN 16 MADDELİK ÇAĞRI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, özel oturumda konuştu. Kılıçdaroğlu, TBMM'nin açılmasıyla hakimiyetin milletin olduğunu belirterek Meclis'in önemini kaydetti. Kemal Kılıçdaroğlu "Kurtuluş Savaşı'nı yöneten Meclis'tir. Çok partili yaşama geçişimize, demokrasiyi bu topraklara getirmemize karar veren Meclis'tir. 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı  milli iradeye sahip çıkan Meclis'tir. Türkiye'nin uygar dünyanın bir parçası olduğunu dünyaya duyuran Meclis’tir. Ama bugün sorunlarımız var. Bunları ivedilikle çözmemiz gerekiyor. Bu nedenle TBMM'ye 100'üncü yılında önemli görevler düşüyor. Yaşadığımız sorunları sağduyu, bilgi ve birikimle birlikte aşmamız gerekiyor. Ölçümüz vatanımızın ve milletimizin çıkarlarını esas almak olmalı. Hedefimiz cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak olmalı. TBMM ikinci yüzyıla adım atarken gelin bu anlayışla sorunları çözmeye çalışalım" diye konuştu.

'YENİ SEÇİM SİSTEMİ YAŞAMA GEÇİRİLMELİ'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis kürsüsünden 16 maddelik şu çağrıda bulundu:

"Tüm toplumsal, siyasal ve kültürel kesimlerin katılımıyla, yeni bir demokratik anayasa yapmalıyız. Yeni anayasanın omurgası 'Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması' olarak nitelendirdiğimiz yeni ve güçlü bir demokratik parlamenter sistem olmalıdır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve hukuk devletinin en önemli ayaklarından biri olan yargı kurumunun bağımsızlığı, kesin olarak sağlanmalıdır. Adalete erişim hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir diğer önemli ayağı da yasamadır. TBMM’de milli iradenin en geniş haliyle temsil edilmesini sağlayacak yeni bir seçim sistemi yaşama geçirilmelidir. Ayrıca, siyasetçi ile vatandaş arasındaki güveni güçlendirmek için bir 'siyasi ahlak kanunu' çıkarılmalıdır. Yürütme, tüm icraatıyla mutlak denetime ve hesap verebilirliğe açık olmalıdır. TBMM adına görev yapan Sayıştay, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını denetlemelidir. TBMM’de kurulacak Kesin Hesap Komisyonu’nun başkanlığı da muhalefet partilerine verilmelidir. Yerel yönetimler, rant ilişkilerini düzenleyici kurumlar olmaktan çıkarılmalı, refah devletinin asli unsurları haline getirilmelidir. İyi tanımlanmış bir iş birliği ve iş bölümü çerçevesinde yerel yönetimlerin işlevleri artırılmalıdır. Kamu istihdamında nepotizmden uzak, liyakate dayalı, bir personel politikasına ivedilikle geçilmelidir. Liyakate dayalı istihdam politikaları kapsamında özellikle eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve güvenlikte sıfır istihdam açığı hedeflenmelidir."

'AİLE YARDIMLARI SİGORTASI KANUNU ÇIKARILMALIDIR'

Kılıçdaroğlu maddeleri sıralamaya şu şekilde devam etti:

"Vatandaşlarımıza asgari bir gelir güvencesi sağlanmalı, bu bağlamda 'Aile Yardımları Sigortası Kanunu' ivedilikle çıkarılmalıdır. Demokratik standartlarda, adaletli ve denetime açık bir Kamu İhale Sistemi’ne geçilmelidir. Vergi politikası, üretimi ve istihdamı özendirecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Kayıt dışı istihdamla toplumsal destek sağlanarak mücadele edilmelidir. Bu mücadelede en etkili yolun sendikalaşma olduğu artık öğrenilmelidir. Türkiye, yeni bir planlama anlayışı çerçevesinde, katma değeri yüksek ürün üretme hedefine kilitlenmelidir. Sağlık hizmetlerine ön koşulsuz erişim bir haktır ve ücretsiz olmalıdır. Planlamada tarım, temel stratejik sektörlerden biri olarak ele alınmalıdır. Eğitim, Türkiye’nin kalkınma stratejisinin en önemli, en temel parçası olarak yeniden ve paydaşlarıyla birlikte planlanmalıdır. Eğitim politikalarının tek hedefi 'fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür' nesiller yetiştirmek olmalıdır. Üniversitelerimizde, her türlü fikir, düşünce özgürce tartışılmalı, her türlü bilimsel çalışma özgürce yürütülmelidir."

'ÇOCUKLARIMIZA YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE BIRAKACAĞIZ'

Kılıçdaroğlu, salgın dolayısıyla hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı söylemlerini anımsatarak "O zaman en azından şu soruyu soralım kendimize 'gelecek nasıl olacak?' Bu konuşma biraz da bu sorunun yanıtını oluşturuyor. Cumhuriyetimizi gerçek anlamda demokrasi ile taçlandırırsak emin olun tüm mazlum milletlere örnek olacağız. Çocuklarımıza yaşanabilir bir Türkiye bırakacağız. Tarihin kendisine yüklediği sorumluluğun gereğini yerine getirmiş olacağız. TBMM'nin bu tarihi görevi yerine getirmesi dileğiyle" ifadelerini kullandı.

AK PARTİ'Lİ BOSTANCI: DURDUĞUMUZ YER GÜÇLÜ BİR MECLİSTİR

AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı ise AK Parti olarak topluma daha iyi bir hayat sunmak için mücadele ettiklerini vurgulayarak, "En temel ilkemiz her zaman kusurlarımızı azaltmak ve meziyetlerimizi artırmak olmuştur. 15 Mayıs'ta İzmir'in işgali milletin kalbindeki yarayı ateşli bir öfkeye çevirmiştir. 19 Mayıs'ta Samsun'a giden Mustafa Kemal, Kuvayı Milliye'nin ateşini yakmıştır. Rauf Orbay, Kazım Karabekir ve niceleri onun liderliğinde bir araya gelmişlerdir. Cumhuriyet fazilettir. Karar ve irade sahibi vatandaşların rejimidir. Cumhuriyet kurulduğunda halkın yüzde 80'ininden fazlası köydeyken, bugün şehirlerdedir. 100 yıllık birikimin ardından sayısız isimler vardır. Meclis tarihinin 18 yılında AK Parti olarak her insanımıza daha iyi bir hayat için çabaladık, emek verdik. Her alanda geçmişi incelerken, geleceğin muhasebesini yaptık. Rekabet ve eleştirileri siyaset zemininde yapmak, gerçeklikten kopmamak önemlidir. Cumhur İttifakı olarak durduğumuz yer güçlü bir Meclis'tir. Salgın olduğu bir dönemde bu oturumu yapıyoruz. İnsanoğlu tabiatla barışık yaşamanın önemini acı bir şekilde öğrenecektir" dedi.

MHP'Lİ YALÇIN: BİRİNCİ MECLİS, BİR YOKLUKLAR MECLİSİDİR

MHP Genel Bakan Yardımcısı Semih Yalçın, Meclis'in kuruluşunda yaşananları anlattı. Semih Yalçın, Mondros Mütarekesi'nden 23 Nisan 1920'ye kadar baş döndürücü hadiselerin cereyan ettiğini kaydederek, Birinci Meclis'in millî iradenin tecelligahı olduğunu söyledi. Yalçın, "Tarihte, hem bağımsızlık uğrunda savaş yapan hem de bunu millî iradeye ve meşruiyete dayandıran başka bir parlamento görülmemiştir. Bu yönüyle Birinci TBMM; fevkalade ve emsalsizdir. Bir ihtilal Meclisidir. İstila, zulüm ve esarete başkaldıran yegâne savaş parlamentosudur. Birinci TBMM; Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı uğrunda yârden, anadan, serden geçenlerin otağıdır" ifadelerini kullandı.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da özel oturumda konuşma yaptı. Özel oturumda, Meclis'te milletvekili olan tüm partilere söz hakkı verildi. Buna göre grubu olan partilerin temsilcilerine 10'ar dakika, grubu olmayan partilere ise 3'er dakika söz hakkı verildi.

'YÜCE MECLİS, İMKANSIZLIKLAR İÇİNDE KURULDU'

İYİ Parti Grup Başkan Vekili Lütfü Türkkan, özel oturumda konuştu. Meclis'in 100 yıl önceki kuruluş hikayesini anlatan Türkkan, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde milletimiz o zor şartlar altında milli iradeyi baş tacı yapmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kudreti, çatısı altında tek yürek olmuştur. Yüce Meclis'imiz, düşmanın dört bir yanını işgal ettiği bir dönemde imkansızlıklar içinde kurulmuş bir parlamentodur" dedi. 

Genel Kurul'daki özel oturumun ardından Meclis şeref merdivenlerinde hatıra fotoğrafı çektirildi.

Google+ WhatsApp