……SAYGI…..

……SAYGI…..


Mesaide olduğum bir öğle saatinde dışardan gelen yoğun müzik sesi dilkatimi çekti. Basları neredeyse ofisi inletiyor. Her zaman ki gibi gençlerin yolculuk esnasında dinlediği müzik diyerek çok önemsemedim. Ancak ses aynı şidette uzun süre kulaklarımı rahatsız edince bakma gereği hissetim.

İş yerimin tam karşısında bulunan insanlar için yapılmış, insanların ihtiyacına sunulmuş, bakımı ve temizliği rutin olarak yapılan belediyeye ait lavabo önünden geldiğini farkettim.

Önemsemedim çalışmaya devam ettim.

Bir süre sonra aracın üzeri köpüklerle kaplanmış arkadaş elinde bulunan fırça ile aracını temizlemeye başlamıştı.

Belediyenin yaptırdığı, halka açık olan sadece acil ihtiyaçlarından dolayı kamuya hizmet adına yapılmış lavabo önünde aracını yıkıyordu. 

Defalarca bu manzaraya şahit oluyordum.

Anlam veremiyor, yapılanı doğru bulmuyordum.

Bazı insanların araç yıkama, bakımını yapma, araçları ile uğraşma hobileri vardır. Apartmanlaşan şehir hayatında bu hobiyi gerçekleştirmek zor olduğu kadar imkansız gibi görünsede, dışarda 3-4 TL harcayarak aynı uğraşı yapabileceğimiz özel işletmelerinde varlığından haberdarız.

1-2 TL atarak köpük ve su kullanarak aracınızı yıkayabilirsiniz.

Peki neden bu hizmeti alabileceğimiz yer varken kamuya  sunulmuş bir hizmeti kendi kişisel çıkarlarımız için kullanıyoruz ?

İnancımız gereği haram olmuyor mu ?

İnancımız gereği israf olmuyor mu ?

Eee… hani kul hakkı günahtı, kul hakkı olmuyor mu ?

Bunun adı tasarruf mu ? Yoksa uyanıklık mı ?

1-2 TL vermekten mi kaçıyoruz ?

Yoksa lavaboların suyu dahamı güzel parlatıyor ?

Amaç ne ?

Neden bu umursamaz, utanmaz bir eylemin içindeyiz. Doğru mu yapıyoruz ?

Aslaaaa.!

Bize ait olmayan şeyi kendi çıkarlarımız için kullanıyoruz, hakkımız olmayanı gasp ediyoruz.

Halka ait olanı kendi işimize kullanıyoruz. 

Ne kadar etkisi olur bilmem, ancak belediyenin bu yerlere uyarıcı ve ikaz edici bilgilendirme yazılarının asılması gerektiğini düşünüyorum.

Çözüm müdür ?

Belki tam anlamıyla değil ama en azından bir kaç kullanımı önleyeceğini düşünüyorum. 

Her gördüğümde kendi içimde savaş veriyorum, hazmedemiyorum, kabul edemiyorum. Halka ait alanların, hizmetlerin, işletmelerin kamuya ait ne varsa kişiselleştirilmesini normal göremiyorum. 

İdareciler, yöneticiler her alanı her an denetleme şansları yok maalesef, biz halk olarak yapılana saygı duymalı amacı dışında kullanmamalıyız..

Harcanan o suların bedelini sen, ben ödüyoruz..

Ahmet’in kullandığını Mehmet ödüyor.

Vicdana ve insan ahlakına yakışmadığını düşünüyorum.

Bu durumun önüne geçilmediğinde, insanlar bu kötü örneklere şahit oldukça bu durum çoğalacak, bu hizmet yerleri araç yıkama yerlerine dönecek..

Senin olmayan şey bizim, bizim olanın senin gibi kullanma, çünkü senin bize, bizim hepimize ihyiyacımız var.

Saygı, bu hayatı yaşanabilir bir dünya yapar, kişisel çıkarlar toplumu huzursuz eder.

Daha huzurlu toplum için kurallardan önce vicdan ve merhamete ihtiyaç var..

Senin olmayandan uzak dur.

Bize lazım olanları harcama.

Saygılarımla.

Google+ WhatsApp