SAHİDEN ANLIYORMUYUZ..

SAHİDEN ANLIYORMUYUZ..


İlk cümlesi ne olacak merakı ile dünyaya gelen çocuklar

“Anne dedi” 

Hayır!

“Baba dedi”

“Baba değil mama dedi” 

Heyecanı ile başlayan iletişim yolculuğu.

Masum mimikler, kendini ifade etmek için çabalayan beden dili.

Evebeyn için heyecanlı, mutluluğu ifade edilemeyecek bir zaman dilimi!

Çocuk artık öğrenmiştir konuşmayı, duyduklarını öğrenme, anlama ve analiz etme durumuna geçmiş; anlamaya çalışır sözcükleri.

Duyu organları gelişmiş, kendini ifade etmek için en yakın rehber yakın çevresidir.

İşte böyle başlıyor insanlar arası “iletişim”

Kendini doğru ifade etmek, anlaşılmak, tezlerini karşı tarafa aktarmak. 

Bazen hatır sormak, bazen eleştirmek.

İnsandan insana en önemli anlaşma şekli “iletişim”

 

Hiç dikkat ettiniz mi?

Karşınızdaki insanın ses tonu sizin konuşmanıza yön verir..

Kulak, duyduğu sesin şiddetine, naifliğine, alçak ya da yüksekliğine göre sesinizi ayarlar aslında..

Bir telefon görüşmesi düşünün; karşı tarafın sesi size az geliyorsa istemsizce kendi sesinizin şiddetide değişecektir.

Sizi duymadığını düşünerek sesiniz yükselecektir.

 

İnsanlar arasındaki anlaşmazlıkların başında dinlememek geliyor esasında. Dinlemeyi bilmeyen anlayamaz, anlayamayan anlatamaz. 

Aslında tüm sorunda buradan başlıyor. 

Sadece dinlemek yetiyor mu?

Asla!

Bakış açınız birbirine paralel bir kavram. Empati kuramadığınız müddetçe karşı tarafı anlamanız çok düşük bir durum.

Karşı tararafın içinde bulunduğu durum, psikoloji, olayın oluşma sebebi vb. Bir sürü etken!

Can sıkıcı olaylarda bunları önemsiyormuyuz sanırım bir çoğumuz için bunun cevabı hayır. O an tüm duyu organlarımız kapanıyor istemsizce, karşı tarafa ceza vermek, tepkimizi göstermek, haklı olma ispatıyla “iletişim”  kavgaya dönüyor. 

Sizin bu tutumunuz karşı tarafında  kendini ifade edebilmesi için sizinle aynı role giriyor. 

Siz susmadan konuştukça karşı tarafta sürekli kendini ifade etmek için susmuyor. 

İletişimle başlayan durum kısa sürede koca bir kaosa dönüşüyor.

 

Tüm bu “iletişim” sorunlarının ana kaynağı “Haklı olmak” Haklı olma mücadelesi bir çok mutluluğa giden yolları kapatıyor.

 

Haklı olmak mı?

Mutlu olmak mı?

 

Elinizde olan bu iki denklem arasında hep mutlu olmayı seçeğiniz iletişimler olsun.

Sağlık ve huzur ile..

Sevgiyle.

Google+ WhatsApp