“Milletler İçin Kültür Ve Sanat En Az Ekonomi Ve Savunma Sanayii Kadar Önemlidir”

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Özel Ödülleri Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletler için kültür ve sanat, en az ekonomi ve savunma sanayii kadar önemlidir. Ekonomi ve savunma sanayi, sizin dünyanın somut güçleriyle olan ilişkinizde belirleyiciyken, kültür ve sanat da somut olmayan unsurlar karşısındaki konumunuzu tayin eder. Bu ikisi birlikte bir ülkeyi ve milleti yükseltir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Kültür Sanat Özel Ödülleri Töreni’ne katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan 1979 yılından beri verilen bu ödüllerin kültür, sanat ve edebiyat dünyasında önemli bir prestij hâline gelmiş olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.

“YAPILAN GÜZEL İŞLERİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ BİR VEFA BORCUDUR”

Her biri ayrı bir kıymet olan sanatçıların eserleriyle milletin gönlünde edindikleri müstesna yerin verilecek ödüllerle devlet adına da tescil etmiş olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte Necip Fazıl Kısakürek’ten Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya, Süheyl Ünver’den Halil İnalcık’a kadar pek çok abide isme verilen bu ödüllerin hep yerini bulduğunu söyledi. 2017 ödüllerine bakıldığında da benzer bir manzaraya şahit olunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk sinemasının bir dönemine senarist ve yönetmen olarak damgasını vurmuş olan Sefa Önal elbette bu alanda ödüle ziyadesiyle layıktır. Kanun sazını icrası ve araştırma kişiliğiyle Türk sanat müziğimize çok önemli katkılarda bulunmuş olan Cüneyd Kosal elbette bu ödüle ziyadesiyle layıktır. Osmanlı sanat tarihine olan vukufiyeti genç nesillere de örnek olan Nurhan Atasoy elbette bu ödüle ziyadesiyle layıktır. Tasavvuf tarihinin yanı sıra geniş bir alanda nitelikli eserleriyle mümbit bir kalem olan Süleyman Uludağ Hocamız elbette bu ödüle ziyadesiyle layıktır. Geleneksel ve çağdaş sanat eserlerini ülkemizin her köşesine taşıma konusundaki gayretini yakından bildiğimiz Baksı Müzesi elbette bu ödüle fazlasıyla layıktır. Yani burası Bayburt’tur demediler, gelip oraya bu eseri yaptılar. Bu aynı zamanda tabii çok da önemli bir vefa.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür ödüllerin kendi alanlarında zaten şevkle, gayretle, heyecanla, coşkuyla çalışan, üreten insana dair en önemli yetenek olan eser ortaya koyma beceresini gösteren kültür ve sanat insanlarına, millet ve devlet olarak teşekkürün, şükranın bir ifadesi olduğunu belirtti. “Ödül için çalışılmaz, ama yapılan güzel işlerin ödüllendirilmesi de bir vefa borcudur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün düzenlenen törende bu borcun 2017 faslını ödemek üzere bir arada olunduğunu ifade etti.

“TÜRK MİLLETİ OLARAK ASLA PAPAĞANLAŞMAYACAĞIZ”

Milletler için kültür ve sanatın, en az ekonomi ve savunma sanayi kadar önemli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi ve savunma sanayinin dünyanın somut güçleriyle olan ilişkide belirleyici olduğunu, kültür ve sanatın ise somut olmayan unsurlar karşısındaki konumu tayin ettiğini, bu ikisinin birlikte bir ülkeyi ve milleti yükselteceğini kaydetti. Tek kanatla kuşun da, uçağın da havalanamaması gibi bunlardan birinde geri kalan toplumların da hedeflerine ulaşamayacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mırıldandığı şarkıdan izlediği filme, okuduğu kitaptan yaptığı resme, yediği yemekten giydiği kıyafete, velhasıl her şeyiyle başka bir medeniyetin, başka bir kültürün dünyasında gezen biri nasıl bizim olabilir, nasıl öyle kalabilir. İşte bunu aşmamız lazım” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin 2023 hedeflerinin somut unsurları için gece gündüz çalışırken, kültür ve sanatı da asla ihmal edemeyeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük mütefekkir Cemil Meriç’in ‘Zavallı Türk aydını, Batılı dostları alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser, dev bu arada papağanlaşır’ sözünü hatırlatarak “Evet, biz Türk milleti olarak asla papağanlaşmayacağız. Bunun için önce kendi hazinelerimize sahip çıkarak, bize unutturulan, unutturulmaya çalışılan tüm hazinelerimizi keşfederek, âdeta ortaya bir envanter koyacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Baksı Müzesi ve geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de temeli atılan Odunpazarı Müzesini böyle gördüğünü söyleyerek “Yani devlet bunları yapar ayrı. Ama özelin, bu ülkenin birer ferdinin kalkıp da ‘Ben de bir müze yapayım’ demesi ayrı bir konu. Evinizde bunları saklayabilirsiniz, depolarınızda da saklayabilirsiniz, ama o depolarda eriyip kaybolup gider. Ama siz bunu kalkar da millete, toplumun emrine amade kılacak şekilde halkın emrine sunarsanız, o zaman o ayrı bir değer kazanır” şeklinde konuştu.

“KENDİMİZDEN EMİN BİR ŞEKİLDE YÖNÜMÜZÜ GELECEĞE ÇEVİRDİK” 

Peygamber Efendimizin ‘İlim Çin’de bile olsa gidip alınız’ emrine uygun şekilde ve bu anlayışla tüm dünyayı dolaştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “O tabii ifade ‘Sin’de diye de tercüme edenler var, hocalarım beni bağışlasınlar. Ama bunu Hazreti Mevlana’nın işaret ettiği gibi bir ayağımızı buraya, kendi medeniyetimize, kendi coğrafyamıza, kendi kültürümüze sabitleyip diğeriyle gezerek yapıyoruz, aslolan bu. Taklit değil telif peşinde koşan, papağanlaşan değil analitik düşünen, konuşan ve davranan olmamız gerektiğinin bilinciyle kendimizden emin bir şekilde yönümüzü geleceğe çevirdik” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında maziden atiye kurdukları köprüyü her geçen gün daha da güçlendirerek 2053 ve 2071 vizyonlarını biçimlendirdiklerini, ancak bu şekilde geleceğin dünyasında hak edilen yere ulaşabileceğini kaydetti. Medeniyetimizin büyük sosyoloğu ve siyaset bilimcisi İbn Haldun’un ‘Coğrafya kaderdir’ sözüne atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hakikatin birilerine coğrafyamızın kaderini belirleme hakkını kesinlikle vermeyeceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, onun için coğrafyamızın şu an içinde bulunduğu durumu kader olarak değil, kadere giden yolda bir işaret, bir ikaz, bir merhale olarak gördüklerini ifade etti.

“Hep söylediğim gibi, biz bir olursak, iri olursak, diri olursak, kardeş olursak, hep birlikte Türkiye olursak kaderimiz de ona göre Allah’ın izniyle şekillenecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, daima en iyisini umarak, ancak en kötüsüne de hep hazırlıklı bulunarak yola devam edeceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sabah itibariyle Afrin Operasyonu’nda bin 829 teröristin etkisiz hâle getirildiğini söyleyerek bunun bir inancın, imanın neticesi olduğunu vurguladı. Türk askerinin dağ taş demeden, gece gündüz demeden bu mücadeleyi tüm imkânlarıyla sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalan yanlış söylenenlere aldırmadan yola devam ettiklerini ifade etti.

“GELECEĞE GÜZEL BİR MİRAS BIRAKACAK EĞİTİM-ÖĞRETİM VE KÜLTÜR POLİTİKALARINI HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında kültür sanat alanında varlık göstermede eğitimin önemine değindi. Bu konuda bir varlık ortaya koymanın her kula nasip olmayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah’ın bazı kullarına bu konuda cömert davrandığına, bazı kullarına da başka hususlarda aynı cömertliği gösterdiğine işaret etti. Allah vergisi olan kültür ve sanat kabiliyetlerinin keşfi ve geliştirilmesinin, ülke içinde ve dışında bilinmesinin, görülmesinin sağlanması hususunda hem devlete, hem de sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düştüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün gelişmiş ülkelerin spordan sanata her konuda daha okul öncesinden başlayarak çocukların eğilimlerini, kabiliyetlerini, ilgilerini tespit etmeye yönelik mekanizmalar kurduklarını biliyoruz. İşte artık anaokulları süreci bunun en güzel ifadesi ve artık ülkemizde bu konuda çok büyük gelişmelere hamdolsun sahip. Ülkemizde benzer bir yaklaşımı hayata geçirmemiz gerektiğine çok daha farklı bir şekilde inanıyorum. Yani ana sınıfından itibaren ilkokul, ortaokul ve hatta lise yılları boyunca sürekli öğrencilerimizin yeteneklerini ve yönelimlerini belirlemek üzere çalışmalar gerçekleştirmeliyiz. Bizim şöyle orta boy bir şehrimizin nüfusu kadar yerden onca sporcu, sanatçı, bilim insanı çıkabiliyorken, Türkiye’nin 81 milyonluk demografik varlığıyla bunların gerisinde kalıyor olmasını anlayabilmek, hazmetmek mümkün değildir. Kabiliyetse, bizim evlatlarımızdaki kabiliyet inanın başka hiçbir yerde görmedim desem yeridir. Evlatlarımıza güveneceğiz, inanacağız. Biz inanıyoruz, güveniyoruz ve bunu başaracaklar. Çalışkanlıksa, bizim milletimizin çalışkanlığının ve fedakârlığının örneği pek az bulunur. Yanımızda komşular var, inanın doğru dürüst çalışmıyorlar. Paraysa, acayip de para alıyorlar, ama tembeller. Bizim insanımız gibi değiller ve örnekleriyle ortada. Bu durumda sorunu insan keşfetme ve insan yetiştirme sistemimizde, daha doğrusu sistemsizliğimizde arayacağız. Hani bir söz var, öyle ‘saldım çayıra Mevla’m kayıra’ mantığıyla bu işlerin içinden çıkamayız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz 15 yılda her alanda tarihî başarılara imza atarken, eğitim öğretim ve kültür konusunda nispeten geride kalındığı hususunda hep hayıflandığını belirterek “Demek ki bir şeyleri eksik bırakmışız” dedi. Önümüzdeki dönemde bu eksikleri tespit edip ortadan kaldıracaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişin kayıplarını telafi etmenin yanında geleceğe güzel bir miras bırakacak eğitim-öğretim ve kültür politikalarını hayata geçireceklerini bildirdi.

Gençlerdeki, çocuklardaki heyecanı, şevki, coşkuyu gördükçe, gelecek konusundaki umudunun, güveninin katlanarak arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine düşen şeyin bu büyük potansiyelin en ideal, en doğru, en verimli şekilde değerlendirilebilmesini temin edecek altyapıyı kurmak ve içeriği oluşturmak olduğunu belirtti. 2019’dan itibaren diğer pek çok hususla birlikte bu konularda da Türkiye’nin yeni bir döneme gireceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Ben bu duygularla Kültür ve Turizm Bakanlığımızın 2017 Yılı Ödüllerini takdim edeceğimiz kültür, sanat ve ilim insanlarımızı şahsım, devletim, milletim adına tebrik ediyorum. Bu vesileyle bugün 22 Şubat 2009’da vefatıyla, hakikaten aramızdaki hukukun da bize vermiş olduğu hasretle Turgut Cansever üstadımızın dokuzuncu ölüm yıl dönümünde kendisini rahmetle anıyoruz. Allah rahmet etsin. Bizleri yine bu anlamlı günde bir araya getiren Bakanlığımıza, ödül alacak isimlerin belirlenmesinde ve toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

 

Google+ WhatsApp