Küçük ekranlarda büyük yaşamlar..

Küçük ekranlarda büyük yaşamlar..


Hepimizin çocukluğuna ait, hafızada kalan anlar ve anılar vardır. Yıllar geçtikçe ya tebessümle ya şaşkınlıkla ya da korku ile hatırladığımız anlar... Çocukluğum zamanında apartmanların daha az olduğu, meyve veren ağaçların bahçeyi süslediği yıılardı.. Yan komşumun evinden gelen korkutucu ve ürkütücü seslerin etkisiyle, 'neler oluyor' diye düşünerek eve yaklaştığımda kavga ettiklerine şahit olmak, sanırım aile içi şiddetin o dönemlerde de var olduğuydu.

O arada arkamdan gelen “Oğlum yaptığın ayıp içeri gel! Ev içinde olur böyle şeyler, dinlenmez ve kimseyede söylenmez!” uyarısıyla aslında her evde yaşanabilecek şeylerin olabilecek bir durum olduğunu o dönemlerde anlamıştım...    

   

   İnsanların ayıplarının, kavgalarının, olumsuzluklarının aslında bizleri ilgilendirmediği;  her evde yaşanabilir olduğu gerçeği ile büyümek, sanırım yaşadığımız yüzyıla uygun bir davranış değil.

   

   Gün geçmiyor ki aile içi şiddete, çarpık ilişkilere, Türk toplum değerlerine aykırı olaylarla karşılaşmayalım...

Artık bu durumlar o kadar olağan bir hâl aldı ki, bu olaylar tv’de program haline geldi..

Aldatan eşlerin pişkinlikleri, ihanete uğrayan insanların pişmanlıkları, yaşanan akıl almaz olayların her geçen gün gözümüze sokularak meşrulaştırıldığı bir dönemdeyiz. Tv raytinglerinde en üst sıralarda olan bu ve benzer programlar insanlara olumsuz örneklerle yol gösterici mi yoksa yolunda gitmeyen birlikteliklere cesaret verici mi bilemiyorum.Asıl önemli yanı bu şiddetin içinde büyüyen çocukların hayata bakışı, insanlara güveni ve hayata olan inancı her geçen gün bozulmaya devam ediyor..

   

   Tıpkı Thomas Scott’un dediği gibi;Hiçbir insan, iyi eğitilmiş bir aile kadar önemli bir miras bırakamaz.

O yüzdendir ki; çocuklarınıza örnek olacak, onların geleceklerini belirleyecek tutum ve davranışların çok çok önemli olduğu gerçeğinden uzaklaşmamalıyız. 

 

   Küçük ekranlardan bizlere yansıyan ayıpları, merakla izliyor zaman zaman şaşkınlık yaşasakta alışıyoruz.. Bu alışkanlıklarımız ilerde yaşanacak ayıpların da gayet olağan bir durum olduğu her zerremize aşılanıyor..

Sokaklarda, caddelerde artık şiddet, taciz normal bir hâl aldı. Oysa bizler perdeleri kapatmadan, ışıkları açmayan insanlardık. Ne çok şey değişti.. Bırakın perdeleri pencereleri yok artık evlerin...

 

Artık çocuklar anne ve babalarının kötü örneklerine şahit olduğu kadar ekranlardan yansıyan olumsuzluklarla büyümeye devam edecekler. Ve bizler bu çocuklardan doğru bir gelecek inşâ etmelerini bekleyeceğiz..

Çocuklarınızı kendi bildiklerinizin içerisine hapsetmeyin,çünkü onlar sizden daha farklı bir zamana aitler…

Bu zamanı yönetecek olan çocuklardır.

Fikirlerine saygı duyup onlara örnek olun..

 

Bu ve benzer programlara ayıracağınız her zaman dilimi, kendi psikolojinizi bozduğu kadar çocuklarınızın da gelecek kaygısını artıracaktır.. 

Gelecek kaygısı yaşayan her birey etrafına huzursuzluk vermeye, topluma tehdit unsuru olmaya devam edecektir. Sağlam bireyler için mutlu aile, güçlü bir eğitim önce kişiye sonra topluma huzurdur.

 

Güzel haberlere şahit olmanız dileği ile.

Hoşçakalın.

Google+ WhatsApp