Cumhurbaşkanı Erdoğan: Her tecavüzün, tacizin, hırsızlığın hesabını vereceksiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Her tecavüzün, tacizin, hırsızlığın hesabını vereceksiniz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tüm iddiaların muhataplarına ve onları koruyanlara sesleniyorum; bu kurnazlık sizi kurtarmaya yetmez. Her tecavüzün, tacizin, hırsızlığın hesabını vereceksiniz. Her yalanın, iftiranın hesabını vereceksiniz. Yürüttüğünüz her gizli saklı ihanet pazarlığının hesabını vereceksiniz. Teşkilatlarınızı ve belediyelerinizi PKK'dan FETÖ'ye kadar envai çeşit terör örgütü mensupları ile doldurmanın hesabını vereceksiniz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısına telekonferans yöntemiyle katıldı. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma ofisinden katıldığı toplantıda yaptığı konuşmasında, “Canlı bağlantıyla bile olsa sizlerle birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum. İnşallah bu salgın günlerini geride bıraktıktan sonra yüz yüze bir araya gelerek hasret gidereceğiz” dedi.

Erdoğan, “Yaklaşık 3 hafta sonra yeni bir yıla gireceğiz. Tarih 2020'yi her bakımdan ilginç ve zor bir yıl olarak kayıtlarına geçirecektir. Dünyada, bölgemizde ve ülkemizde benzeri görülmemiş hadiseleri hep birlikte yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Türkiye'nin 2020'yi nasıl kapattığını 2021'i nasıl karşılayacağını sadece rakamlara bakarak anlayamayız. Bu ülkenin bölgesinde ve dünyada nereye gittiğini anlamak için önümüzdeki fotoğrafa ferasetli ve vizyoner bir yaklaşımla bakmak gerekiyor. Bunun için tarih bilmeye ihtiyaç vardır. Bunun için, medeniyet şuuruna, bayrağı ve ezanı ile sembolleşen vatanımıza aşkla bağlı olmaya ihtiyaç vardır. Bunun için 83 milyonun tamamını kalpten sevmeye ihtiyaç vardır. Bunun için bedenimizin ve ruhumuzun her zerresinden adanmışlığı hissetmeye ihtiyaç vardır. Bunun için ister siyasetçi ister çoban ister çiftçi olsun ne ile uğraşırsa uğraşsın işini en iyi ve onurlu şekilde yapan toplumsal ahlaka ihtiyaç vardır. Şayet bir insan bütün bunlardan nasiplenmemişse yönünü şaşıran bir ok gibi dönüp kendi ülkesini kendi halkını vurmaya başlıyor. Bu nasipsizlerin en başında CHP yönetimi geliyor. Başındaki zatın ve CHP yönetimini bir süredir tüm mesailerini harcadıkları, canhıraş bir şekilde saldırdıkları konulara bir bakın” dedi.


“YERLİ VE MİLLİ TÜM SAVUNMA SANAYİ PROJELERİMİZE SALDIRIYORLAR”

Erdoğan, “Diğer her şeyi bir kenara bırakıyorum. Sadece ülkemizin güvenliğinin bel kemiğini oluşturan savunma sanayiindeki tavırlarına dikkat edin. Ne yapıyorlar? Silahlı ve silahsız insansız hava araçlarımıza, tank projelerimize, helikopter, radar, füze, uydu projemize saldırıyorlar. Motor, gemi projelerimize Akdeniz ve Karadeniz'deki hidrokarbon arama faaliyetlerimize saldırıyorlar. Yerli ve milli tüm savunma sanayi projelerimize saldırıyorlar. Bölgemizde ve dünyada sergilediğimiz güçlü siyasi duruşa saldırıyorlar. Ülkemizin savunma sanayiine yapılan hiçbir saldırı masum değildir. Savunma sanayi projelerimize yapılan her saldırının gerisinde sinsi ve alçakça bir niyet vardır. Daha açık konuşmam gerekirse; bu saldırıların her biri terör örgütleri ve ülkemize husumeti adeta saplantı haline getirilen kimi devletler hesabına yürütülen bir beşinci kol faaliyetidir. Türkiye’yi gezide, 17-25 Aralık'ta, Çukur eylemlerinde, Suriye sınırında, 15 Temmuz'da ülkemizi dize getiremeyenler aynı amaca CHP'yi kullanarak ulaşmak istiyorlar” diye konuştu.


“SAVUNMA SANAYİİMİZİ HEDEF ALAN SALDIRILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii işin siyasi ve stratejik yönü yanında bir de ekonomik boyutu var” diyerek şunları kaydetti:

“Savunma sanayiimizi hedef alan saldırılar yıllarca ülkemize ürünlerini fahiş fiyatlara satan, canları istediğinde bize bunların üzerinde şantaj yapan devletlerin ve şirketlerin, lobi faaliyetlerinin tezahürüdür. SİHA’larımıza, İHA’larımıza, tanklarımıza, toplarımıza, füzelerimize, motolarımıza saldıran herkes bilerek veya bilmeyerek Türkiye düşmanı çevrelerin ve küresel silah şirketlerinin çıkarlarını savunmaktadır. Bir başka ifadeyle; bu saldırıların her biri istiklalimizi ve istikbalimizi hedef almaktadır. Yerli ve milli projelerimizi nasıl baltaladılarsa bugün de aynısını yalanla, iftirayla, sinsi oyunlarla yapmaya çalışıyorlar. Ama milletimiz bu defa CHP zihniyetinin ülkeyi bir asır daha geri götürmesine izin vermeyecektir. Dedelerimizin bıraktığı emaneti, babalarımızın verdiği mücadele bayrağını nasıl bir devralıp ülkemizi bu günlere getirdiysek inşallah evlatlarımızda bu kutlu davayı 2053’e taşıyacaktır.”


“HANGİ İHANETLERİNİ YÜZLERİNE VURURSAK VURALIM ‘YARABBİ ŞÜKÜR’ DEYİP YOLLARINA DEVAM EDİYORLAR”

Erdoğan, “CHP'nin başındaki zatın azgınca saldırıya geçtiği bir diğer konu da ülkemize gelen uluslararası yatırımlardır. Ülkemize milyarlarca dolar kazandıran uluslararası yatırımcılara saldırmalarının 2 sebebi vardır. Birincisi bazı yatırımcıların kimlikleridir. Yatırımcı Amerikalı, İngiliz, Fransız olunca ses çıkarmayıp, Katarlı olunca alçakça üzerine saldırmaları, bunların bedenlerine ve ruhlarına sinmiş faşizmin işaretidir. CHP’nin başındaki zat Arifiye’deki tesisi 20 milyar dolarlık tank palet fabrikasını ‘Katarlılara peşkeş çektiler’ diye dile getirdiler. Kılıçdaroğlu, salı günü mecliste ise 20 milyar doları hiç telaffuz etti mi? Bu kadar rahat yalan söyleyen biri artık siyaset biliminin konusu olmaktan çıkış, başka bir bilim dalının alanına girmiştir. Daha kötüsü; bu anlayış bir kişi ile sınırlı olmaktan çıkıp, hastalıklı bir zihniyet haline dönüşmeye başlamıştır. İnsanları inançlarından, kökenlerinde, inançlarından, meşreplerinden dolayı ayrımcılığa tabi tutmayı varlıklarının gayesi haline getirenlerden başka ne beklenir. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, 28 Şubat sürecinde başörtülü kız öğrencileri okullara, iş yerlerine almayan hatta sokakta bile dolaşmalarına rıza göstermeyen bunlar değil miydi? Tek parti devrinde camileri kapatan, Aşık Veysel gibi derviş gönüllü bir insanı, kıyafetinden dolayı Ankara’da Ulus Meydanı’na sokmayan milletin, tarihini, kültürünü, değerlerini aşağılayan bunlar değil miydi? Bugün de söze gelince kadın hakları savunucusu kesilen, önlerine geleni tacizci, tecavüzcü, hırsız diye suçlayan ama kendi partilerindeki rezilliklerin üzerini örtmeye çalışan bunlar değil mi? Eğer bunlarda zerre kadar ağar olsa, utanma duygusu olsa, haysiyet olsa bunca kamburla insan içine çıkmaktan imtina ederler. Ama maalesef hangi ayıplarını, hangi çirkinliklerini, hangi ihanetlerini yüzlerine vurursak vuralım ‘yarabbi şükür’ deyip yollarına devam ediyorlar” şeklinde konuştu.


“BUNLARIN YAPTIKLARI HER ALÇAKLIĞI TEKER TEKER ANLATMALIYIZ”

Erdoğan, “Yatırımcılara yönelik saldırıların ikinci sebebi çok daha alçakçadır. Ülkemize yönelen uluslararası yatırımcıları niyetlerinden vazgeçirmek suretiyle ülkemiz ekonomisini baltalamayı, mümkünse tümden yıkmayı hedefliyorlar. Tıpkı 1994 ve 2001 olduğu gibi Türkiye’nin felaketi üzerinden kendilerine bir iktidar inşa etmeye vesile yanıp tutuşuyorlar. Bunun için yurtdışındaki tüm medya kuruluşlarına ülkemizi karalayan Türkiye’ye yatırımcı gelmemesini telkin eden demeçler veriyorlar.  Ülkemizin taraf olduğu tüm uluslararası tartışmalarda milletimizin değil karşı tarafın safında yer alarak birlik ve beraberlik fotoğrafımızı lekelemeye çalışıyorlar. Bunların yaptıkları her alçaklığı teker teker anlatmalıyız. 2023 seçimlerinde sandık önüne geldiğinde milletimizin tüm bu gerçekleri bilerek karar vermesini temin etmeliyiz. Bunun için çalmadık kapı, kazanmadık gönül bırakmayarak gece gündüz milletimizle birlikte olmalıyız” dedi.


“AVRUPALI VE ABD'Lİ YATIRIMCILARI ÜLKEMİZDE DAİMA BAŞ ÜSTÜNDE TUTUK, HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERDİK”

Erdoğan, Türkiye’ye yönelik yaptırım kararlarına değinmek istediğini belirterek, şöyle konuştu:


“Gerek ABD, gerekse AB ile her iki tarafın da asla görmezden gelemeyeceği, kaybetmeyi kesinlikle istemeyeceği çok köklü siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz var. Türkiye olarak bu ilişkilerin ruhuna halel getirecek adım atmadık atmayız. Avrupalı ve ABD'li yatırımcıları ülkemizde daima baş üstünde tutuk, her türlü desteği verdik. Siyasi saiklerle ve rasyonel hiçbir temeli olmadan dayatılan yaptırım gündemleri tüm taraflar için sadece zarar yazan hiç kimseye faydası olmayan yaklaşımlardır. Bu konulardaki somut adımların ışığında potansiyellerimizin gücü dikkate alınarak atılacağına inanıyorum. Diyalog ve işbirliği ile çözülmeyecek hiçbir meselemiz olmadığına inanıyorum. Aynı şekilde kapılarımız yatırımcılara açıktır, açık olmaya devam edecektir. Amerika ve Avrupa’daki yönetimlerin Türkiye düşmanı lobilerin etkisinden kurtularak bir an önce objektif ve sürdürülebilir politikalara yönelmelerini diliyoruz” dedi.


“CHP'DE TECAVÜZ, TACİZ, HIRSIZLIK KEPAZELİĞİNE BULAŞMIŞ KİM VARSA HEPSİNİN DE İPİNİ PAZARA ÇIKARACAKSINIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP yönetiminin tavrı nedeniyle milletime sorumluluğum nedeniyle bir hususa değinmek istiyorum” diyerek şunları kaydetti:

“Bu can alıcı ve sıkıcı konu CHP'deki tecavüz, hırsızlık ve taciz furyasıdır. Türkiye'nin ikinci büyük partisinin böyle yüz kızartıcı iddiaların yuvası olmasından utanç duyuyoruz. Ancak CHP yönetiminin bu hissiyattan epeyce uzak olduğu anlaşılıyor. Çünkü bu iddiaların araştırılıp, soruşturulup hakikatlerin ortaya çıkması, suçluların cezalandırılması konusunda en küçük bir adım atmıyorlar. Bu durum karşısında önüne arkasına bakmadan çoğu da gerçek olmayan haberler üzerinden ortalığı inleten sözde kadın hakları savunucusu sivil toplum örgütlerinin büründüğü derin sessizlik de manidardır. Yalan olduğu defalarca ispatlanmış iddiaları papağan gibi sürekli tekrarlayan Kılıçdaroğlu’da parti teşkilatlarında, belediyelerinde ayyuka çıkan tecavüz, taciz ve hırsızlık vakaları konusunda tek bir kelime etmiyor. Bu zat güya kendisi de bir bayan olan İstanbul İl Başkanı'nın tecavüz, taciz ve hırsızlık iddialarının üstünü örtmesi karşısında da en küçük bir tepki göstermiyor. Üstelik şu ana kadar ortaya çıkan hadiselerin CHP teşkilatlarındaki ve belediyelerindeki rezilliklerin sadece buzdağının görünen kısmı mahiyetindeki örnekleri olduğu anlaşılıyor. Derine inildikçe kimbilir neler çıkacak? Her gün yeni bir itirafla, her gün yeni bir ifşaatla, yeni bir ithamla karşılaşıyoruz. CHP yönetimi teşkilatları ve belediyeleri ile bu utanç bataklığından çıkıp temizlenmek yerine akıllara ziyan bir yola başvuruyor. Partilerindeki tecavüz, taciz ve hırsızlık furyasını örtmek için seçimlerin üzerinden 2 yıl geçtikten sonra uyduruk dosyalarla eski yönetimleri suçlamaya başladılar. Buna karşılık rüşvet suçundan tutuklanan, soruşturmaya uğrayan CHP'li isimlerle ilgili adeta çıt çıkarmıyorlar. Buradan tüm iddiaların muhataplarına ve onları koruyanlara sesleniyorum; bu kurnazlık sizi kurtarmaya yetmez. Her tecavüzün, tacizin, hırsızlığın hesabını vereceksiniz. Her yalanın, iftiranın hesabını vereceksiniz. Yürüttüğünüz her gizli saklı ihanet pazarlığının hesabını vereceksiniz. Teşkilatlarınızı ve belediyelerinizi PKK'dan FETÖ'ye kadar envaı çeşit terör örgütü mensupları ile doldurmanın hesabını vereceksiniz. Buradan CHP yönetimine sesleniyorum, CHP'de tecavüz, taciz, hırsızlık kepazeliğine bulaşmış kim varsa hepsinin de ipini pazara çıkaracaksınız. Yoksa bu ithamların gölgesi tüm CHP'nin üzerine düşer. Biz böyle bir haksızlığa asla müsaade etmeyiz. CHP'de siyaset yapanların içinde namuslu insanlar olduğunu biliyoruz. Onlarında haklarını, onurunu korumak için de bunların takipçisi olacağız. Sizlerden de kendi illerinizde bu tür kepazeliklerin üzerine gitmenizi, olanları paylaşmanızı istiyorum.”


AZERBAYCAN DEĞERLENDİRMESİ

Erdoğan konuşmasının sonunda ise, “Dün Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de kardeşlerimizin zafer sevincine ortak olduk. Kapsamlı değerlendirmelerimizi önümüzdeki hafta da yapacağımız Kabine Toplantısı'nda milletimizle paylaşacağız” dedi.

Google+ WhatsApp