Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ortak yayınla ilgili ilk açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ortak yayınla ilgili ilk açıklama

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aysa'da İşbirliği Konferası Zirvesi'ne katılmak üzere Tacikistan'a yapacağı ziyaret öncesi havalimanında açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

Zirveye katılan devlet başkanlarıyla işbirliği mekanizmamızı güçlendirmenin yollarını arayacağız. Dış politikada etkin, çok taraflılık ayrı bir önem kazanmıştır. Birçok soruna birlikte hareket ederek çözüm sağlanması mümkündür. İşbirliği ve birlikte çalışma kültürünün geliştirilmesi açısından da elzemdir. Asya bölgesinin, barış güvenlik ve istikrarı da ülkemiz bakımından önem taşıyor.

Asya'da işbirliği ve güven artırıcı önlemler konferansını faydalı bir diyalog formu olarak görüyoruz. Konferans 1993'ten kurulduğundan bu yana kurumsallaşmış, temsil kabiliyeti yüksek bölgesel bir foruma dönüşmüştür. Ülkemizle birlikte 27 ülkeyi bir araya getiriyor.

 

Türkiye konferansın 2010 – 2014 yıllarındaki dönem başkanlığını başarıyla yürütmüştür. Yeni sınamalar ve tehditler alanında koordinatör görevini yürütüyoruz. Üye ülkeler arasında işbirliğinin geliştirilmesi konferans bağlamındaki temel önceliklerimizden olacaktır.

 

Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız ön hazırlıkları gayet iyi bir şekilde yaptılar. Ve her iki taraf da burada gerek bu buluşmanın veya bu tartışmanın moderatörünü belirlemede her iki görevli arkadaşlar müşterek bir çalışma yaparak ismi belirlediler. Bir de yayın platformu olarak buranın tamamıyla her yerden olacak olması, oradan da tabi bütün kim istiyorsa rahatlıkla buradan yayın yapma imkanını yakalayacak. Bu da tabi şunu gösteriyor. Sadece Türkiye'de İstanbul bunu izlemeyecek, tüm Türkiye'nin bu müzakereyi, tartışmayı inşallah izleme imkanı olacak.

Çünkü İstanbul adeta 81 vilayetin özeti olan bir ilimiz. Ve o akşam burayı izleyenler Sivas'tan Sivaslı bile İstanbul'daki Sivaslı hemşerisini arayıp inanıyorum ki onunla bu müzakerenin kendi aralarında onlar da müzakeresini yapacak. Tokatlı tokatlıyı, Giresunlu, Trabzonlu hepsi… Bu şunu getirecek. Gerçekten İstanbul gibi dünyanın örnek bir şehrini en ideal hangi yönetici yönetebilir bunu bizzat o akşamki müzakereden sonra çok daha net, güzel bir şekilde değerlendirme fırsatını halkımız bulacak, son haftaya da ciddi bir ışık verecek diye inanıyorum.

Tabi İdlib'e bizim hakikaten yaklaşımımız olmamış olsaydı, şu andaki durum çok daha farklı gelişir ve 3 milyona yakın insanın yaşamış olduğu İdlib'den çok ciddi bir göç dalgası ülkemize doğru gelebilirdi. Fakat bizim ağırlıklı olarak Rusya ile yapmış olduğumuz müzakereler, değerlendirmeler; gerek Soçi müzakeresi süreci, gerek Astana ile ilgili süreçler ve ikili yaptığımız sayın Putin ile görüşmelerimiz buradaki sıkıntıları minimize etti.

İşte son olarak biliyorsunuz bir de karara varıldı. Ve bu kararla birlikte adeta bir; silahların sustuğu bir an oldu ama ardından yine bazı arzu edilmeyen gelişmeler oldu. Tabi sürecin üzerinde bütün ekiplerimiz duruyor.

Yaralılarımız oldu, şehidimiz de oldu. Bunu karşı tarafa çok ağır ödettik. Ancak rejim yani burada eğer burada bizim gözlem kulelerine bazı saldırılar vesaireler bunları devam ettirecek olursa, bu yanlışa hala inatla devam edecek olursa bizim burada sessiz kalmamız mümkün olmaz. Gereğini de yaparız. 

Çünkü biz burada barışın egemen olmasını istiyoruz. Biz burada ölümlerin durmasını istiyoruz. Ama varil bombalarıyla, fosfor bombalarıyla bu bölgeye saldırılarında devam etmesi hiçbir zaman affedilemez. Ve buna da sessiz kalamayız.

Bizim Suriye'de yaşayan kardeşlerimiz ne diyor? Türkiye gelsin diyor. Biz bir de Adana mutabakatını bir kenara koyamayız.

Terörle mücadelede bizim en ufak bir tereddüdümüz yok. Güven kaybımız söz konusu değil. Birileri konuşuyor. Hani bir ara ağzı olan konuşuyor diye literatüre yerleşen ifade vardı ya şimdi de öyle.

Bizim bir silahlı kuvvetlerimiz var ve bir genelkurmay diye kuvvetlerle birlikte oluşmuş, oturmuş 2200 yıllık bir geçmiş olan orduyuz. Dedikleri ne? Efendim güvenlik zaafı olur gibi ifadeler kullananlar var. Bu yasayla ilgili çalışma 1 ay içinde yapılmış değil. Çalışmamız yaklaşık 1,5 – 2 yıla varan bir çalışmadır. Kaldı ki talep bize çok daha eski gelen bir taleptir.

Ve hem ordunun küçültülmesi bir taraftan profesyonel orduya geçmek… Hep bunlar konuşulan şeylerdi. Tabi ki ordumuz da bu konuda hiçbir zaman durmamıştır, çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Hatta hatta 2014 sonuna kadar da atılması gereken adım biliyorsunuz ordunun sivilleşmesi süreciydi. AB kriterlerinin içerisinde bir de bu vardı. Biz o adımı da atmış değiliz. Ama şimdi burada da böyle bir adımı atmış bulunuyoruz.

Ve bu attığımız adımla birlikte de gerek Milli Savunma Bakanımızın ordunun temelinden gelmiş olması ve genelkurmay başkanlığına varıncaya kadar yapmış bir insan olarak şu anda kendi arkadaşlarıyla beraber bu süreci yönetiyor olması ve özellikle terörle mücadelede de şu anda askerimizin polisimizin elde ettiği başarıya; mesela yıl başından bu yana 2 binden fazla terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bunlar şimdi kaçacak delik arıyorlar. Bu mücadelede bu şekilde devam edecek.

Yeni askerlik yasasında ise biz bu işi öyle bir noktaya getirelim ki… Diyelim ki başarılı bir astsubay eğer başarabiliyorsa generalliğe kadar çıkabilecek. Yeni askerlik yasasında bu var. bunun yanında isteyen kalabiliyor, isteyen süresi dolunca ayrılabiliyor. Bir diğer yanda sayılar azalıyor halimiz ne olacak? Açık net söylendi. Şimdi sürekli olarak bir hücre tazelenmesi olacak. 12 ay içerisinde, sürekli her ay askere alma diye böyle bir durum söz konusu olacak. Sayıda azalma diye bir şey söz konusu değil.

Örneğin bir de Kıbrıs ile bazı şeyler söylüyorlar, mide bulandırsın diye söylüyorlar. Kuzey Kıbrıs'ta bizim askerimizin azalması söz konusu değildir. ne kadar asker bulunması gerekiyorsa o kadar asker bulundururuz. Bunun için birilerinden izin almak diye mecburiyetimiz yoktur.

30 bin lira fazla oldu gibi… El insaf. Bu gelen rakamla, bütün ödenen aylıklar maaşlar buradan ödeniyor. Burada bu askere bizim ödenecek olan bütün harçlıklar bugüne kadar yapılmayan şeylerdi şimdi yapılacak. Bunlar da bir yerde iş noktasında, istihdam noktasında sıkıntı olanlar için de aileye harçlık olarak gelmiş olacaktır. Bunun çok çok isabetli adım olduğuna inanıyorum.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

Zirveye katılan devlet başkanlarıyla işbirliği mekanizmamızı güçlendirmenin yollarını arayacağız. Dış politikada etkin, çok taraflılık ayrı bir önem kazanmıştır. Birçok soruna birlikte hareket ederek çözüm sağlanması mümkündür. İşbirliği ve birlikte çalışma kültürünün geliştirilmesi açısından da elzemdir. Asya bölgesinin, barış güvenlik ve istikrarı da ülkemiz bakımından önem taşıyor.

Asya'da işbirliği ve güven artırıcı önlemler konferansını faydalı bir diyalog formu olarak görüyoruz. Konferans 1993'ten kurulduğundan bu yana kurumsallaşmış, temsil kabiliyeti yüksek bölgesel bir foruma dönüşmüştür. Ülkemizle birlikte 27 ülkeyi bir araya getiriyor.

 

Türkiye konferansın 2010 – 2014 yıllarındaki dönem başkanlığını başarıyla yürütmüştür. Yeni sınamalar ve tehditler alanında koordinatör görevini yürütüyoruz. Üye ülkeler arasında işbirliğinin geliştirilmesi konferans bağlamındaki temel önceliklerimizden olacaktır.

 

Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız ön hazırlıkları gayet iyi bir şekilde yaptılar. Ve her iki taraf da burada gerek bu buluşmanın veya bu tartışmanın moderatörünü belirlemede her iki görevli arkadaşlar müşterek bir çalışma yaparak ismi belirlediler. Bir de yayın platformu olarak buranın tamamıyla her yerden olacak olması, oradan da tabi bütün kim istiyorsa rahatlıkla buradan yayın yapma imkanını yakalayacak. Bu da tabi şunu gösteriyor. Sadece Türkiye'de İstanbul bunu izlemeyecek, tüm Türkiye'nin bu müzakereyi, tartışmayı inşallah izleme imkanı olacak.

Çünkü İstanbul adeta 81 vilayetin özeti olan bir ilimiz. Ve o akşam burayı izleyenler Sivas'tan Sivaslı bile İstanbul'daki Sivaslı hemşerisini arayıp inanıyorum ki onunla bu müzakerenin kendi aralarında onlar da müzakeresini yapacak. Tokatlı tokatlıyı, Giresunlu, Trabzonlu hepsi… Bu şunu getirecek. Gerçekten İstanbul gibi dünyanın örnek bir şehrini en ideal hangi yönetici yönetebilir bunu bizzat o akşamki müzakereden sonra çok daha net, güzel bir şekilde değerlendirme fırsatını halkımız bulacak, son haftaya da ciddi bir ışık verecek diye inanıyorum.

Tabi İdlib'e bizim hakikaten yaklaşımımız olmamış olsaydı, şu andaki durum çok daha farklı gelişir ve 3 milyona yakın insanın yaşamış olduğu İdlib'den çok ciddi bir göç dalgası ülkemize doğru gelebilirdi. Fakat bizim ağırlıklı olarak Rusya ile yapmış olduğumuz müzakereler, değerlendirmeler; gerek Soçi müzakeresi süreci, gerek Astana ile ilgili süreçler ve ikili yaptığımız sayın Putin ile görüşmelerimiz buradaki sıkıntıları minimize etti.

İşte son olarak biliyorsunuz bir de karara varıldı. Ve bu kararla birlikte adeta bir; silahların sustuğu bir an oldu ama ardından yine bazı arzu edilmeyen gelişmeler oldu. Tabi sürecin üzerinde bütün ekiplerimiz duruyor.

Yaralılarımız oldu, şehidimiz de oldu. Bunu karşı tarafa çok ağır ödettik. Ancak rejim yani burada eğer burada bizim gözlem kulelerine bazı saldırılar vesaireler bunları devam ettirecek olursa, bu yanlışa hala inatla devam edecek olursa bizim burada sessiz kalmamız mümkün olmaz. Gereğini de yaparız. 

Çünkü biz burada barışın egemen olmasını istiyoruz. Biz burada ölümlerin durmasını istiyoruz. Ama varil bombalarıyla, fosfor bombalarıyla bu bölgeye saldırılarında devam etmesi hiçbir zaman affedilemez. Ve buna da sessiz kalamayız.

Bizim Suriye'de yaşayan kardeşlerimiz ne diyor? Türkiye gelsin diyor. Biz bir de Adana mutabakatını bir kenara koyamayız.

Terörle mücadelede bizim en ufak bir tereddüdümüz yok. Güven kaybımız söz konusu değil. Birileri konuşuyor. Hani bir ara ağzı olan konuşuyor diye literatüre yerleşen ifade vardı ya şimdi de öyle.

Bizim bir silahlı kuvvetlerimiz var ve bir genelkurmay diye kuvvetlerle birlikte oluşmuş, oturmuş 2200 yıllık bir geçmiş olan orduyuz. Dedikleri ne? Efendim güvenlik zaafı olur gibi ifadeler kullananlar var. Bu yasayla ilgili çalışma 1 ay içinde yapılmış değil. Çalışmamız yaklaşık 1,5 – 2 yıla varan bir çalışmadır. Kaldı ki talep bize çok daha eski gelen bir taleptir.

Ve hem ordunun küçültülmesi bir taraftan profesyonel orduya geçmek… Hep bunlar konuşulan şeylerdi. Tabi ki ordumuz da bu konuda hiçbir zaman durmamıştır, çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Hatta hatta 2014 sonuna kadar da atılması gereken adım biliyorsunuz ordunun sivilleşmesi süreciydi. AB kriterlerinin içerisinde bir de bu vardı. Biz o adımı da atmış değiliz. Ama şimdi burada da böyle bir adımı atmış bulunuyoruz.

Ve bu attığımız adımla birlikte de gerek Milli Savunma Bakanımızın ordunun temelinden gelmiş olması ve genelkurmay başkanlığına varıncaya kadar yapmış bir insan olarak şu anda kendi arkadaşlarıyla beraber bu süreci yönetiyor olması ve özellikle terörle mücadelede de şu anda askerimizin polisimizin elde ettiği başarıya; mesela yıl başından bu yana 2 binden fazla terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bunlar şimdi kaçacak delik arıyorlar. Bu mücadelede bu şekilde devam edecek.

Yeni askerlik yasasında ise biz bu işi öyle bir noktaya getirelim ki… Diyelim ki başarılı bir astsubay eğer başarabiliyorsa generalliğe kadar çıkabilecek. Yeni askerlik yasasında bu var. bunun yanında isteyen kalabiliyor, isteyen süresi dolunca ayrılabiliyor. Bir diğer yanda sayılar azalıyor halimiz ne olacak? Açık net söylendi. Şimdi sürekli olarak bir hücre tazelenmesi olacak. 12 ay içerisinde, sürekli her ay askere alma diye böyle bir durum söz konusu olacak. Sayıda azalma diye bir şey söz konusu değil.

Örneğin bir de Kıbrıs ile bazı şeyler söylüyorlar, mide bulandırsın diye söylüyorlar. Kuzey Kıbrıs'ta bizim askerimizin azalması söz konusu değildir. ne kadar asker bulunması gerekiyorsa o kadar asker bulundururuz. Bunun için birilerinden izin almak diye mecburiyetimiz yoktur.

30 bin lira fazla oldu gibi… El insaf. Bu gelen rakamla, bütün ödenen aylıklar maaşlar buradan ödeniyor. Burada bu askere bizim ödenecek olan bütün harçlıklar bugüne kadar yapılmayan şeylerdi şimdi yapılacak. Bunlar da bir yerde iş noktasında, istihdam noktasında sıkıntı olanlar için de aileye harçlık olarak gelmiş olacaktır. Bunun çok çok isabetli adım olduğuna inanıyorum.

Google+ WhatsApp