Chp Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AYKUT ERDOĞDU: “BÜYÜME, SERMAYE VE RANTCIYA YARADI” -“YÜZDE 7 BÜYÜYEN EKONOMİDE ÜCRETLİLERİN MİLLİ GELİR PAYI SADECE YÜZDE 1,5 ARTTI” -“BÜYÜK ŞİRKETLERİN KARI İLE RANT VE FAİZ GELİRLERİNİN PAYI YÜZDE 11” -“BÜYÜME MADALYONUNUN ARKA YÜZÜNDE BAŞ EDİLMESİ ZOR BİR ENFLASYON VAR”

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AYKUT ERDOĞDU: “BÜYÜME, SERMAYE VE RANTCIYA YARADI”

-“YÜZDE 7 BÜYÜYEN EKONOMİDE ÜCRETLİLERİN MİLLİ GELİR PAYI SADECE YÜZDE 1,5 ARTTI”
-“BÜYÜK ŞİRKETLERİN KARI İLE RANT VE FAİZ GELİRLERİNİN PAYI YÜZDE 11” 
-“BÜYÜME MADALYONUNUN ARKA YÜZÜNDE BAŞ EDİLMESİ ZOR BİR ENFLASYON VAR”


CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, 2017’de yüzde 7,4 oranında büyüdüğü açıklanan Türkiye’de büyümenin sadece büyük şirketler ile rantçı ve faizciye yaradığını söyledi. Erdoğdu, “ücretli ve yevmiyeli çalışanların milli gelirden aldıkları reel pay sadece yüzde 1,5 artarken, büyük şirketlerin karları ile rant ve faiz gelirleri ile kendi hesabına çalışanların geliri yüzde 11 arttı” dedi.

Erdoğdu, işçi başına reel ücret büyüklüğünde ise yüzde 1,6 azalma varken, işveren için ürettiği kar, rant ve faizin neredeyse yüzde 8 arttığına işaret ederek şunları söyledi:

“TÜİK ekonominin 2016’ya göre yüzde 7,4 büyüdüğünü açıkladı. Bu, son 4 yılın en yüksek büyüme oranı oldu. Madalyonun bu parıltılı yüzüne karşılık, bir de öteki yüzü var. Öteki yüz, bu parıltılı büyümenin, tekrarlanması zor bir devlet desteğine, aşırı borçlanmaya, artan kırılganlıklara mal olduğunu gösterirken, büyümenin sosyal ayağının da sorunlu olduğunu, büyümeden özellikle alt sınıfların iş ve gelir artışı olarak yararlanamadığını gösteriyor.”

MİLLİ GELİRDE DÜŞÜŞ DEVAM EDİYOR

Ekonomik gelişmelerle ilgili yayınlanan haber bültenlerinin göz boyayıcı cari gerçekleşmelerden bahsettiğini, reel büyüklükleri satır aralarına gizlediğini ifade eden Erdoğdu şöyle devam etti:

“Son 1 yıl içindeki döviz kuru etkisi küçülme yaratmışsa bunun sözü bile edilmiyor. Son açıklanan büyüme rakamlarında da aynı pratik sergilendi. Cari fiyatlarla yüzde 19 büyüyen ekonomi reel olarak yüzde 7,4 büyüdü. Dolar bazlı milli gelirde ise 2013 yılından itibaren görülen düşüş devam etti. Dolar bazlı milli gelirimiz 2012 seviyesinin de altında kaldı. 2016’da 863 milyar dolar olan GSYH, 2017’de 851 milyar dolara geriledi. Bu da TL’nin dolar karşısındaki hızlı aşınmasından kaynaklandı. Yine bunun devamı olarak kişi başına gelir de 2016’daki 10 bin 883 ABD dolarından 2017’de 10 bin 597 dolara indi.”

TÜKETİM ODAKLI BÜYÜME, İTHALATI KAMÇILADI

Erdoğdu, devletin arkasında durduğu Kredi Garanti Fonu aracılığıyla sağlanan krediler ile vergi indirimleri ve teşviklerin büyümenin temel kaynağını oluşturduğuna dikkat çekerek şu görüşleri dile getirdi:

“Ağırlıkla iç tüketime odaklı bu büyüme, beraberinde çift haneli bir enflasyonu da getirdi. Tüketici enflasyonunda yıl yüzde 12 ile tamamlandı. 2017’de dolar fiyatı yıllık yüzde 21,7 arttı. Bu artan dolar fiyatıyla yapılan ithalat, ayrıca enerji ve emtiada artan dış fiyatlar, içerideki üretimin maliyetlerini artırdı ve üretici fiyatları yıllık yüzde 15’i geçti. Dolayısıyla büyüme madalyonunun arka yüzünde baş edilmesi zor bir enflasyon yer aldı. Tüketim odaklı büyüme, ithalatı da kamçılarken Türkiye’nin döviz açığı hızla büyüdü ve cari açık 47.1 milyar dolara ulaştı. Bu, 851 milyar dolar olarak ölçülen milli gelire göre yüzde 5,5’luk bir cari açık/milli gelir oranıdır ki; böyle bir açığı hiçbir ülke vermiyor.”

BÖLÜŞÜM İŞÇİLER ALEYHİNE BOZULDU

Büyümenin işgücü ve sermaye kesimi arasındaki dağılımını da ölçen TÜİK verilerine göre, bölüşümün işgücü aleyhine gerçekleştiğini kaydeden Erdoğdu açıklamasını şöyle tamamladı:

“İşgücü ödemeleri gelirden 2016’da yüzde 36,5 pay alırken 2017’de bu pay yüzde 34,5’a geriledi ve 2 puan azaldı. Bu da parıltılı büyümede bölüşümün işçiler aleyhine bozulduğunu gösteren adaletsiz bir sonuç. Gelir yöntemi ile milli gelir serilerine bakıldığında ise ücretli ve yevmiyeli çalışanların milli gelirden aldıkları reel pay sadece yüzde 1,5 artarken brüt işletme artığı kalemi, yani şirket kar, rant ve faiz gelirleri ile kendi hesabına çalışanların geliri yüzde 11 arttı. İşçi başına reel ücret büyüklüğünde ise yüzde 1,6 azalma varken her bir işçinin ürettiği reel artık neredeyse yüzde 8 arttı. Yani her bir işçinin reel kazancı azaldı ama işveren için ürettiği kar, rant ve faiz arttı. Reel gelirlerinde küçülme yaşayan yurttaşlarımızın tüketim harcamaları ise hız kesmedi. 2017 yılında da yurttaşlarımız borç ve dert biriktirmeye devam etti.”

Google+ WhatsApp