Başbakan Yıldırım, basın mensuplarına Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye kararını değerlendirdi.

“Türkiye'nin Avrupa Birliği konusunda duruşunda herhangi bir sapma yoktur”

Başbakan Binali Yıldırım, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye tarafından finanse edilen "Trafikte %100 Yaşam Projesi"nin Sheraton Otel'de düzenlenen açılış programının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Avrupa Parlamentosunun (AP), Türkiye ile AB arasında yürütülen katılım müzakerelerinin askıya alınmasını da içeren kararı hatırlatılarak, "Avrupa Birliği Türkiye'ye nasıl bir mesaj veriyor, bu mesajı nasıl okuyorsunuz?" sorusu üzerine Yıldırım, "Bu karar önemsiz, çok önemli bir karar değil bizim açımızdan, bilinmeyen bir şey de değil. Buna benzer kararlar geçtiğimiz aylarda da verildi. Bizim açımızdan bu karar hükümsüzdür, geçersizdir. Türkiye'nin Avrupa Birliği konusunda duruşunda herhangi bir sapma yoktur, gayet nettir. Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkilerinin özünü samimiyet oluşturmalıdır. Avrupa Birliği gelecek vizyonunu belirlemeli ve Türkiye ile gerçekten birlikte yol yürüyecek mi, yürümeyecek mi buna karar vermelidir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 25 Mayıs'ta NATO Zirvesi dolayısıyla Brüksel'de AB yetkilileriyle bir araya geldiğini ve orada tam üyelik sürecinin yeniden canlandırılmasına yönelik bir aylık yol haritası benimsendiğini hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anda bununla ilgili çalışmalar hem Türkiye'de hem de Avrupa Birliğinde devam ediyor. Gümrük Birliği'nin yenilenmesi var, Avrupa Birliği-Türkiye Zirvesi'nin toplanması, üst düzeyde görüşmeler, ayrıca fasılların yeniden açılarak müzakerelere devam edilmesi gibi konular var. Bu konuda biz çalışmalarımızı, yapılacak işlerin listesini hazırladık, 25 Temmuz'da bir toplantı daha olacak. Bu toplantıda bunlar detaylı olarak karşılıklı görüşülecek. Tabii parlamentolar zaman zaman böyle kararlar alabilir. O kararlar milletvekillerinin inisiyatifi, oradaki grupların inisiyatifiyle konjonktürel şartlara göre alınan kararlardır. Bizim ise önemsediğimiz ve üzerinde durduğumuz konu, Avrupa Birliği yönetim iradesinin düşüncesidir, yani Avrupa Birliği ülkelerinin liderlerinin, Avrupa Birliği üst yönetimini düşüncesidir. Orada oluşacak irade bizim için bağlayıcıdır. Biz de ona göre kendi irademizi ortaya koyarız. O bakımdan biz ne yapacağımızı biliyoruz. Hangi yöne doğru gideceğimizi biliyoruz. Avrupa Birliği kafa karışıklığından vazgeçsin."

AB'nin, Türkiye ile gelecek ilişkilerini daha sağlıklı bir zeminde yürütmesi için bütün şartların mevcut olduğuna vurgu yapan Yıldırım, son bir yılda yaşanan inişlerin, çıkışların artık geride kaldığını belirtti.

Başbakan Yıldırım, darbe sonrası, referandum öncesi gelişmelerin, ilişkileri zedeleyen, yaralayan gelişmeler olduğunu ancak bütün bunların üzerine bir çizgi çektiklerini, bundan sonra geleceğe baktıklarının altını çizdi.

Avrupa Birliği'nden de aynı hassasiyeti beklediklerine dikkat çeken Binali Yıldırım, "Avrupa Birliği'nin çeşitli konularda Türkiye'yi eleştirmek yerine bir de dönüp kendi içlerine bakması lazım. Kendi içlerinde neye bakacaklar? PKK bölücü terör örgütünün oradaki faaliyetlerinin niye bu kadar yaygınlaştığının, FETÖ'nün faaliyetlerine niye bu kadar kayıtsız kalındığının cevabını da bize vermeleri gerekiyor. Nitekim Almanya'da son iki günde açıklanan rapor, bu konuda tehlikenin boyutunu ortaya koymuştur ve Avrupa Birliği için bir işaret fişeği niteliğindedir diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"BU, UZUN İNCE BİR YOL”

"Yıllardır konuşuyoruz bu takvimi, süreci, umut var mı? Yaptığınız görüşmeler çerçevesinde aldığınız sinyaller ne çerçevede?" sorusuna Yıldırım, şu karşılığı verdi:

"Bu, uzun ince bir yol. Yarım asırlık bir geçmişi var. Tabii bu süre içerisinde inişler çıkışlar oldu ama hiçbir zaman bu işi, bu süreçleri sonlandıran ülke Türkiye olmadı. Biz şunu söylüyoruz, Türkiye buradadır, kararlılığından Avrupa Birliği'nin ailesinin bir bireyi, üyesi olma vizyonundan bir şey kaybetmemiştir ancak Avrupa Birliği bu noktada bir kafa karışıklığı yaşamaktadır. Bunun süratle ortadan kaldırılması ve ilişkilerin müspet yönde ilerlemesi şarttır. Bizim beklediğimiz budur.

Avrupa Birliği şöyle düşünebiliyorsa bazı ülkeler bu konuda aşırı düşüncelere sahipse 'Türkiye alınmasın, Türkiye olmasın.' diye düşünceler var, eğer bu da Avrupa Birliği'nin politikasıysa. Biz bunun böyle olduğunu düşünmüyoruz. O zaman şunu herkes bilmelidir ki Türkiye'nin her zaman seçeneği, her zaman gidecek bir başka yolu vardır, alternatifsiz de değildir. Bunun bilinmesi lazım. Kaldı ki Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye'ye bir menfaat sağlarsa Avrupa Birliği'ne iki menfaat sağlar. Unutulmamalıdır ki Avrupa Birliği'nin güvenliği Türkiye'den başlar. Bu gerçekleri dikkate alarak herkesin sorumlu davranması ve buna göre gereğini yapmasını bekliyoruz."

"OTOMATİK GİRİŞ YOK, MİLLETİMİZ KARAR VERECEK”

"Alternatif dediniz, nasıl bir plandan bahsediyorsunuz?" sorusu üzerine Yıldırım, "Türkiye, kendi bölgesinde, kendi kendine yeterli, komşularının sorunlarının çözümünde olumlu katkı sağlayan bir ülkedir. Avrupa Birliği süreci olmadan da böyleydi, bundan sonra da böyle olacak. Neticede diyelim ki bütün görüşmeler yapıldı, etti, her şey bitti. Otomatik giriş yok, milletimiz karar verecek. İşin böyle bir boyutu var." diye konuştu.

Google+ WhatsApp