Bakan Çelik: "kültürel Hayatın Üzerinde İdeolojik Baskılar Devam Ediyor"

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı´nın düzenlediği "Yerel Yönetimlerde Kültür ve Sanat" çalıştayına katıldı. Çalıştayda konuşan Çelik, kültürel hayatın üzerinde hala i

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı´nın düzenlediği "Yerel Yönetimlerde Kültür ve Sanat" çalıştayına katıldı. Çalıştayda konuşan Çelik, kültürel hayatın üzerinde hala ideolojik baskının devam ettiğini belirtti.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi´nde "Yerel Yönetimlerde Kültür ve Sanat" çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu ile ilçe belediye başkanları ve gazeteciler katıldı.
İlk yarım saati basına açık olan çalıştayda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, kültürün sokakta keşfedilmesi gereken bir şey olduğunu vurguladı. Çelik, "Kültür daha çok bugün Kültür Endüstrisi ile beraber anıldığı için o da çok önemli olmakla birlikte, sadece oraya ötelendiği için salonlara sıkışmış ve konformizmin neticesinde ortaya çıkmış bir mesele olarak gözüküyor. Ben, hem kişisel olarak, hem bakanlıkta uygulamaya çalıştığım politikalar gereği ben kültürün sokakta keşfedilmesi gereken bir şey olduğunu düşünüyorum. Salona değil sokağa yaslanması gereken bir şey olduğunu düşünüyorum. Siyasete ve tabii ki Kültür Bakanlığı´na çok iyi bir pas atılmış oluyor. O da şudur; Ama o pası bizim almamız doğru da değil, ahlaki de değil. O pas şu; deniyor ki Kültür Bakanlığı bir Milli Kültür Politikası oluştursun. Bu konuda büyük bir eksiklik var. Şimdi devlet eliyle kültür politikası oluşturmak çok otoriter bir yaklaşımdır. Kültür tabiatı itibariyle özgürdür, çoğulcudur ve dinamiktir. Bizim yapabileceğimiz en fazla şey şudur; var olan kültür politikasının özgürlüklerini ve kendini geliştirme konusunda imkansızlıkları, var o özgürlükleri temin etmek ve o imkansızlıkların giderilmesini sağlamak. Eğer biz devlet eliyle `Kültür Politikası şudur´, `Milli Kültür Politikamız budur´ diyerek devlet olarak devreye girersek o zaman biz kültürel hayata bir nefes üflemek yerine, kültürel hayatı felç etmiş oluruz. Kültürel hayat, adı üstünde entelektüele aittir. Tamamen sivildir. Devletin buradaki görevi sadece onu selamlamak ve onun özgürleşmesine katkıda bulunmaktır. İkincil bir görev şu olabilir; Kültürel hayat üzerinde maalesef hala ideolojik baskı çok büyük oranda devam ediyor. Aslına bakarsanız Türkiye´nin demokratikleşmemiş alanlarının başında kültür-sanat mahallesi gelmektedir. Kültür-sanat mahallesinde oligarşik cemaatler var ideolojik dükalar var ve genç insanlar bu hatanın içine girmek isteyen genç insanlar bu otoriter kültür-sanat mahallesinin ideolojik muhtarlarından ikametgah ilmühaberi almadan bu mahalleye giremiyorlar. Biz bakanlık olarak ikametgah ilmühaberini alma prosedürünü kaldırmakla mükellefiz. Bu genç insanların hiçbir ideolojik dukalığa tabii olmaksızın, hiçbir ideolojik muhtarlığa gidip ikametgah ilmühabere için sıraya girmeksizin kendilerini ifade edecek imkanları oluşturmakla görevliyiz" diye konuştu.
TOPBAŞ: "TOPLUMUMUZ MAALESEF BASKIN KÜLTÜRLER TESİRİ ALTINDA KALDI"
Çalıştaya katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş ise son yüzyıldaki savaşlar sonrası ciddi bir bozgun yiyen toplumun, baskın kültürler tesiri altında kaldığına işaret ederek, "Öncelikle şunu biliyoruz, kadim bir medeniyete mensubuz. Binlerce yıl bir tarihimiz var. Milletleri millet yapan değerler vardır. İnanç dünyaları kültürel derinlikleri ve zenginlikleri onların önemli ögeleridir. Maalesef son yüzyıllarda savaşlar sonrası ciddi bir bozgun yiyen kendine olan özgüvenini yitiren toplumumuz milletimiz maalesef baskın kültürler tesiri altında kalmaya başlamıştır. Geçmişte medeniyeti öğreten ve medeniyeti yansıtan bir millet olarak dünyaya mesajlar veren bir millet olarak daha sonraları başkalarının etkisi altına kalma durumuna gelmiştir. Maalesef ama şunu söylemek isterim küçülen bir dünya da yaşamaktayız. Tüm insanların kaderleri birbirine bağlı, böyle bir süreçte sizler, bizler kendi toplumumuzun, değerlerimizin etkili değerlerini tekrar kendi özgüvenimizle gündeme getirdiğimiz zaman inanıyorum ki millet olarak bin yıllık köklerimizle buluşmuş olacağız" dedi.
(SK-KÖ-Y)

16.10.2014 14:08:57 TSI

Google+ WhatsApp