“AK Parti'nin En Önemli Özelliği, SürekYenileyebilime li Kendini Kabiliyetine Sahip Olmasıdır”

AK Parti Giresun Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "16 yıllık parti, 15 yıllık iktidar dönemimizde durmaksızın, dinlenmeksizin, kesintisiz bir mücadele içinde olduk. Bu süreçte elbette yorulan, yolda kalan, maalesef yolunu şaşıran arkadaşlarımız da oldu. Şimdi önümüzde zorlu bir mücadele dönemi başlıyor. 2019 seçimleri, Türkiye ve dolayısıyla bizim için çok önemli" dedi.

2001 yılında AK Parti’yi kurarak başladıkları, 2002 yılında iktidara gelerek icraata dönüştürdükleri millete hizmet yürüyüşünde, 16. yılı geride bıraktıklarını belirterek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, pek az siyasi partiye ve kadroya nasip olacak uzun hizmet dönemi boyunca, her alanda Türkiye’ye çok önemli eserler kazandırdıklarını kaydetti.

“ONLARIN HAYALLERİNİN BİLE ULAŞAMAYACAĞI YERE, BİZİM HİZMETLERİMİZ ULAŞTI”

Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, toplu konuttan, iletişime, sosyal yardımlarda ve diğer tüm konularda Türkiye’ye çağ atlattıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni havalimanımızdan memnunsunuz değil mi? Bundan 10 yıl önce, 20 yıl önce birisi size gelip, ‘denizin üzerine böyle bir havalimanı yapılacak’ dese, inanabilir miydiniz? Ama işte, biz yaptık ve sizlerin hizmetine sunduk. Biz, bu CHP zihniyeti gibilerin akıllarının alamayacağı işleri ülkemizde gerçekleştirdik. Onların hayallerinin bile ulaşamayacağı yere, elhamdülillah bizim hizmetlerimiz ulaştı, farkımız bu. Şimdi de, benzer bir havalimanını Rize-Artvin arasında inşa ediyoruz. Pazartesi günü gittim, bizzat yerinde inceledim. Hamdolsun orada da çalışmalar süratle devam ediyor. Bugüne kadar yapılanları en iyi sizler biliyorsunuz. ‘ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde…’ Lafla peynir gemisi yürümüyor. Asıl bundan sonra yapılacaklar üzerinde kafa yormalı, proje geliştirmeli, milletvekillerimizi, bakanlarımızı, bürokratlarımızı çalıştırmalıyız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Giresun’un, 2023 Türkiye’sinde kendi bölgesinin lokomotif şehirlerden biri olması gerektiğini belirterek, “Başka türlüsü Giresun’a yakışmaz” dedi. Bu atılımın öncülüğünü yapacak olan yine AK Parti ve AK Parti teşkilatları olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 yıllık parti, 15 yıllık iktidar dönemlerinde durmaksızın, dinlenmeksizin kesintisiz bir mücadele içinde olduklarını vurguladı.

“AK PARTİ TÜRKİYE DEMEKTİR”

Bu süreçte, yorulan, yolda kalan, yolunu şaşıran arkadaşların da olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “AK Parti’nin en önemli özelliği, sürekli kendini yenileyebilme, kendini tazeleyebilme kabiliyetine sahip olmasıdır. Şimdi önümüzde, zorlu bir mücadele dönemi başlıyor. 2019 seçimleri, Türkiye ve dolayısıyla bizim için çok önemlidir. Biliyorsunuz, 16 Nisan halk oylamasıyla birlikte başarıyı yakaladık. Artık, yüzde 49,9 oy bile alsanız başarılı olamıyorsunuz. Netice ve zafer için mutlaka yüzde 50+1’e ulaşmak gerekiyor. Buna hazır mıyız? Cumhurbaşkanlığında rahat icraat yapabilmek için Meclis’te de güçlü bir çoğunluğa sahip olmak büyük önem arz ediyor. Bu bakımdan 2019 seçimleri, bizim için kritik öneme sahiptir. Biliyorum, yandınız, piştiniz, ama biliyorsunuz, yandım, piştim, ama oldum.”

30 Mart 2014, 10 Ağustos 2014, 7 Haziran 2015, 1 Kasım 2015 seçimleri, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki gelişmeler ve 16 Nisan 2017 halk oylamasının net mesajlar verdiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet birlikte yaşadığımız bu seçimlerden gereken dersleri çıkarmazsak, 2019’da işimiz gerçekten çok zor demektir. Şunu unutmayın: AK Parti demek Türkiye demektir, AK Parti zaafa uğrarsa Türkiye zaafa uğrar” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin, diğer partilerden farklı olarak kendisini sürekli geliştirmeyi, değiştirmeyi, dönüştürmeyi, ileriye taşımayı başarabilen bir parti olduğunun altını çizdi. Bu sayede 15 yıldır her girdikleri seçimi kazandıklarını ve kesintisiz bir şekilde iktidarda kaldıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle son 3-4 yıldır yaşadıkları yoğun mücadele döneminin, teşkilatlar bünyesinde ciddi bir metal yorgunluğuna sebep olduğunu gördüklerini kaydetti.

“PARTİMİZDE CİDDİ BİR YENİLENMEYİ HAYATA GEÇİRMEKTE KARARLIYIZ”

Bu sadece şahsının değil, aynı zamanda milletin de tespiti olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Biz bugüne kadar her işimizi milletimizle birlikte ve milletimiz için yaptık. Kardeşlerim, 16 Nisan’da alınan yüzde 51,4 oy AK Parti oyu değildir, bunu bir defa böyle bileceğiz. Ama aynı şekilde ‘hayır’cıların aldığı yüzde 48,6 oy da sadece CHP’nin oyu değildir, bunun da böyle bilinmesi lazım. Şimdi onlar ne yapıyor? Zannediyorlar ki, bu oy bizim; değil. Onlara en güzel cevabı inşallah 2019’un Mart’ında vereceğiz. Şimdi değerli kardeşlerim, ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları, kapı-kapı dolaşmaya var mıyız? Buna hazır mıyız? Bugün de karşımızda madem böyle bir tablo var, yine milletimize kulak vermek durumundayız. 2019 seçimleri öncesinde, teşkilatlarımızdan başlayarak partimizde ciddi bir yenilenmeyi, ciddi bir değişimi hayata geçirmekte kararlıyız. Büyük Kongre sürecimiz, bu değişimi kendi tabii mecrasında yapma imkânı sağlıyor. AK Parti’nin, kendisinden önceki partilerin akıbetine uğramaması, yani belirli kişilerin, grupların, hiziplerin tasallutuna girmemesi için, bu değişimi en sağlıklı şekilde yönetmemiz gerekiyor.’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışmaların yoğun şekilde sürdürüldüğünü dile getirerek, "Yatırımlarımıza devam ediyoruz ama yatırımlar bizim için kâfi değil. Yatırımı yapmak bizim için gerekli. Yeterli olma ne? Gönülleri alma. Gönülleri almaya AK Parti teşkilatları hazır mı? Öyleyse yapmamız gereken ne? Kapı kapı dolaşacağız. Tamam mı? Gurur, kibir bize yakışmaz" şeklinde konuştu.

“ASLOLAN MAKAMI GÜÇLÜ KILMAKTIR, MAKAMDAN GÜÇ ALMAK DEĞİL”

AK Parti teşkilatına mensup kişilerin mütevazı olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz tevazu ehli olacağız. Bizim bakanımız mütevazı olacak, belediye başkanımız mütevazı olacak, milletvekillerimiz mütevazı olacak. Hani 'tevazuda toprak gibi olmak' var ya Mevlana'nın ifadesiyle öyle olacağız, yoksa bu makamların bize vermiş olduğu zenginlik hiçbir işe yaramaz. Makamı güçlü kılmaktır aslolan, makamdan güç almak değil. Eğer makamdan güç alarak yoluna yürümeyi düşünüyorsan, geldiğin gibi bu millet seni göndermesini de bilir. Her zaman söylüyorum, Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, yarın ölecek miyiz? Öleceğiz. Gideceğimiz yer ne? İki metreküplük bir mezar. Oraya defnederken hoca efendinin söyleyeceği ne? 'cumhurbaşkanı niyetine' demeyecek ki 'er kişi niyetine' diyecek. Namazı kılacaklar, mezara gömecekler, ondan sonra da herkes çekip gidecek ama eğer bu kubbede hoş bir sada bırakırsan, ondan sonra da seni hayırla yâd ederler. İşte bizim onu yapmamız lazım. Kendi çıkarını partisinin ve ülkesinin çıkarının önünde tutan hiç kimse, AK Parti’de yöneticiliğe talip olamaz kesinlikle. Davası ve ülkesi için çalışacak, milletimizle kucaklaşacak, proje üretecek herkese yüreğimiz ve kollarımız açıktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm arkadaşlarının da bu anlayışla hareket edeceklerine inandığını dile getirerek, “İhanete bulaşmamış olması şartıyla, partimize ve ülkesine hizmet etmiş herkesin başımızın üzerinde yeri vardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vefa, bizim için sadece İstanbul’da bir semtin değil, kalbimizde taşıdığımız bir duygunun da adıdır. Onun için bugüne kadar birlikte yol yürüdüğümüz arkadaşlarımızla, başka alanlarda birlikte çalışmayı elbette sürdüreceğiz. Ama teşkilatlarımızdaki değişim ihtiyacını asla ertelemeyecek, asla bundan vazgeçmeyeceğiz. Şimdiden, ilçe ve il teşkilatlarımızda göreve gelecek arkadaşlarımıza Rabbimden başarılar temenni ediyorum” dileklerinde bulundu.

“TÜRKİYE, İSTİKLAL VE İSTİKBAL MÜCADELESİ VERİRKEN, İÇERİDEN DE SALDIRI ALTINDA”

Türkiye’nin, tarihinin en önemli istiklal ve istikbal mücadelelerinden birini verirken, sadece dışarıdan değil, içeriden de saldırı altında olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ana muhalefetin başındaki zat, Türkiye düşmanlarının ağzıyla konuşarak, onların istedikleri gibi davranarak, adeta ülkesine karşı savaş açmış durumdadır. Tüm işini gücünü bırakıp, terör örgütlerinin, teröristlerin savunuculuğuna soyunan bu kişi, kendisine uzatılan mikrofonlara öyle şeyler söylüyor ki, inanın bana, onun adına biz utanıyoruz. Yatırımcılara ve turistlere adeta ‘Türkiye’ye gelmeyin’ diye yalvaran, sadece CHP’li belediyelerin olduğu yerlere gelin diyecek kadar seviye kaybına uğramış. Ya bu ülke CHP’lilerin olduğu yerlerin ülkesi mi? Ama biz öyle demiyoruz, biz 780 bin kilometrekareye çağırıyoruz, bizim farkımız bu. Bu şekilde hükûmeti ve şahsımı yıpratabileceğini sanan bu anlayışın ana muhalefet partisinin genel başkanı olması, ne kadar üzücüdür değil mi? Genel Başkanı böyle olur da, milletvekilleri durur mu? Onlar da, her fırsatta 15 Temmuz şehitlerine hakaretler ederek, 15 Temmuz destanını kötüleyerek, şehitlerimizin ruhlarını inciterek, milletimizi hakir görerek, Genel Başkanlarının izinden gidiyorlar. İşte 15 Temmuz gecesi bu kardeşiniz çıkıyor Marmaris’ten yola, darbe yapılmış ve üzerimizde birçok operasyonlar yapılıyor, F16’lar vesaire vesaire. Fakat orada teklifler, ‘buradan sizi hızlı bir yatla bir adaya götürelim’ teklifi. Biz de diyoruz ki, ‘eğer öleceksek biz kendi topraklarımızda ölürüz’ asla böyle bir şeyi yapmayız. Ve gerek damadım, eşim, torunlarım, beraber helikoptere biniyoruz oradan Dalaman’a geliyoruz, Dalaman’dan uçağımıza biniyoruz ve son ana kadar nereye ineceğimizi bilmiyor, son anda İstanbul diyoruz, İstanbul’a iniyoruz. Üzerimizde yine F16’lar havalimanına indikten sonra geliyorlar alçak seviye uçuşu yapıyorlar, ama on binler havalimanında. Meğerse benden yaklaşık 1,5-2 saat kadar önce Beyefendi oraya inmiş, orada o kadar insanı gördüğü halde ne diyor biliyor musunuz? Diyor ki, gidin görüşün tanklardaki kişilerle, o FETÖ’cülerle, bak ben onlardan yanayım, ben onlar gibiyim. Ve bu sefer tanklar çekiliyor kenara ve o da Bakırköy Belediyesine gidiyor, Bakırköy Belediye Başkanının evinden oradan izliyor. Sonra açıklamalar yapıyor, Cumhurbaşkanı geleceğini bize söyleseydi ben oradan ayrılmazdım diyor. Daha da ötesi, ya orada tanklar mı vardı diyor. Ya bu insan dağıtmış, sıyırmış. Her şey açık ortada. Gözlerin senin görme engelli mi orada? On binler havalimanında, onları görmedin mi?”

“MİLLETİMİZ, GELECEĞİ İÇİN TÜM ÜMİDİNİ BİZE BAĞLAMIŞ DURUMDA”

Bir vatandaşın “Uçakları da görmedi?” demesi üzerine ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Görmez. Onların gözleri vardır görmezler, kulaları vardır duymazlar, dilleri vardır hakikati söylemezler, çünkü kalpleri mühürlüdür. Şimdi Batıya bizleri şikâyet ediyor, sakın ha göndermeyin, güvenlik yok diyor. Eline diline dursun ya, Ankara’dan İstanbul’a yürüdün, 29 gün seni tüm polislerimizle koruyan kim? Seni ta oralara ulaştıran kim? Yeri geldi benim vatandaşımdan izin almadan onların yerlerini taradın, gittin oralara yerleştin ya. Bunları yapan, sana buralarda güvenlik imkânını sağlayan kim? Bu hükûmet bu hükûmet. Sana böyle bir yürüyüş için izin de verilmeyebilirdi, ama verildi. Niye? İşte bizim özgürlük anlayışımız bu da onun için. Bizde asla bu konularda bir sıkıntı yok, çünkü biz inancımıza güveniyoruz, biz düşüncemize güveniyoruz, biz demokratik anlayışımıza inanıyoruz, güveniyoruz. Yürüdün de ne oldu? Geldin vesaire. Şimdi kalkmış Çanakkale’de demokrasi toplantısı yapacakmış, beş gün için orada bizim dönemimizde hazırladığımız bir yer var, orada beş günlüğüne. Arkadaşlar da zannediyorum 2-3 günlük bir orada kendilerine müsaade edecekler, 2-3 gün orada ne yapacaksan yap. Biz buyuz, bizim bir çekincemiz yok. Şahsen, CHP tabanının önemli bir bölümünün de, bu durumdan çok ciddi rahatsızlık duyduğunu tahmin ediyorum. Ana muhalefetin içinde bulunduğu bu tefessüh hâli, bizim sorumluluğumuzu daha da artıyor. Milletimiz, geleceği için tüm ümidini bize bağlamış durumdadır. Bugüne kadar yaptıklarımız elbette çok önemlidir, bunları her fırsatta milletimize anlatmalıyız. Ama ülkemizin ve milletimizin asıl bundan sonra yapacaklarımıza ihtiyacı var”

“TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU, 2023 HEDEFLERİNE ULAŞMAKTA”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kurtuluşunun, 2023 hedeflerine ulaşmaktan geçtiğini belirterek, Suriye ve Irak başta olmak üzere, bölgedeki gelişmeleri, Türkiye’nin lehine olacak şekilde yönlendirmeleri gerektiğini vurguladı. Projelerini, planlarını, icraatlarını, artık dünyanın en üst liginde mücadele ettikleri bilinciyle hayata geçirmek durumunda olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasiyi ve ekonomiyi, ancak bu şekilde güvence altına alabileceklerini söyledi.

Göreve geldiklerinde kişi başına millî gelirin 3 bin 400 dolar olduğunu, şimdi ise bu rakamın 11 bin dolar olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankamız, hamdolsun, 27 milyar dolardan şimdi 107 milyar dolarda, nereden nereye. Artacak bunlar, burada kalmaz. İhracatımız hamdolsun tekrar Gezi Olayları, şunlar-bunlardan sonra 150 milyar dolara çıktı, daha da iyi bir konuma gelecek. Bunlar bizim için yeterli değil, çünkü biz şu anda dünyayı ülkemize çekiyoruz” dedi.

KADIN VE GENÇLİK KOLLARINA DÜŞEN GÖREV

16 Nisan halk oylamasıyla hayata geçen yeni yönetim sisteminin, bu konuda kendilerine çok önemli fırsatlar verdiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma noktasında AK Partinin bunu başarmasından başka bizim için hiç bir güç veya engel yoktur, AK Parti bunu başaracak azme ve güce sahiptir, yeter ki Genel Başkanından sandık müşahidine kadar sorumluluk sahibi tüm AK Partililer olarak üzerimize düşenleri hakkıyla yerine getirelim; buna hazır mıyız? Ben sizlere güveniyorum. Ama bir şey söyleyeceğim, ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları, bak biz 2018’in sonunu beklemeyelim, şimdiden çalışmalara başlamamız lazım, yoksa 60 gün kala, üç ay kala başlarsak buradan netice alamayız. Benim 94’te belediye başkanı olduğum zaman İstanbul’da bir metodum olmuştu. O metot da şuydu: Kadın kollarımız çok iyi çalışmıştı. Ve kadın kollarımız bana bir gün geldiler, dediler ki, Başkanım, biz şöyle bir şey düşünüyoruz. Hayırdır dedim. Dediler ki, biz ev ev dolaşıyoruz, ama elimiz boş gidiyoruz. Şöyle bir şey düşündük. Nedir dedim. Biz dedi her eve şöyle bir kahve hediye etmek istiyoruz ve o kahvenin üzerine de, kahve torbacığı, onun üzerine de şöyle bir şey yazacağız: Bir fincanın kahvenin 40 yıl hatırı vardır, öbür tarafına da partimizin amblemini koyacağız. Niye? Yani onu içsin, seni unutmasın. Ve bunu bütün evlere dolaştılar dağıttılar. Hakikaten biz 94 seçimlerinde hanımların o hareketiyle büyük puan topladık” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, Giresun’un büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası sürecine çok önemli katkılar yapacağına inandığının altını çizdi.

Google+ WhatsApp