"Biz Galatasaray’ız ve asla pes etmeyiz"

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, Jeunesse ile yapılan sponsorluk anlaşmasında gündeme dair konularla ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Taraftarın tepkisini biliyorum. Camiadaki tepkinin tamamen farkındayım. Burası Türkiye. Maalesef Cenap Şahabettin'in 'Bu ülkede mütevazı görünmeyin, gerçek sanırlar' diye bir sözü var. Siz ne kadar efendi olursanız, asil bir duruş sergileyip sessizlikle yanıt vermeye çalışırsanız bu maalesef yanlış değerlendiriliyor. Sizin bu efendiliğiniz, kibar duruşunuz zayıflık, pısırıklık, korkaklık ve özür dileyerek söylüyorum bir yumuşaklık olarak algılanıyor. Maalesef Türkiye, pusu karakterinin karanlıkta bekleyenlerin spor dünyasında bir şekilde etkisini gösterdiği bir alan. Biz Galatasaray olarak ağlak ve zırlak bir toplum değiliz. Biz mağlubiyeti de sinemize gururla çekeriz. Biz genel savaşta kısa mağlubiyetler alabiliriz. Biz Galatasaray’ız ve asla pes etmeyiz. Çarpışarak ve vuruşarak ölürüz. Biz Galatasaray'ız. Haftada 2 demeç, 3 tane zırlayan sözler söylemeyiz. Yalnız buradan uyarıyoruz. Hakemler de insan, hakemler de hata yapabilir. Biz hiç art niyet görmüyoruz. Ancak şunu görüyoruz: Aynı hakem aynı hatayı 7 kere yapıyorsa bunun anlamı, bunun tercümesi insan hatası değil, kangrenleşen, onulmaz bir yara haline gelmiştir.”

"Federasyon bizim federasyonumuz. MHK bizim komitemiz. Basında anlamsız laflar: Galatasaraylı MHK, Beşiktaşlı TFF… Federasyona da Fanatik Fenerli gelsin MHK'ya da fanatik Fenerli gelsin. En değerli rakibimizi söylüyorum. Eğer bir insan tutuğu değerler ve tuttuğu takım için objektif değerleri yerler altına alıyorsa hakem de olsa başkan da olsa biz ona sadece ‘Yazıklar olsun’ deriz ve bu oyunda olmayız. Klasik anlamda da söylüyorum bu oyunu bozarız. Her maç sonu, ben size ilk günlerde de söyledim; demece karşıyım, cevap vermedim, selam söyledim. Sanırım o yanlış anlaşıldı. Şimdi selamı bu şekilde söylemiş oluyorum. Buradan hakemlere, hakem kardeşlerime sesleniyorum. Lütfen tıraş olurken aynaya bakın, aynaya bakabilin. Maçları tekrar izleyin. Bütün tartışmalı pozisyonlar Galatasaray aleyhine yorumlanıyor. Galatasaray’a çok rahat kart çıkartılıyor. Çok rahat yan hakemler müdahil oluyor. Ben kart çıkartılmasın, müdahil olunmasın demiyorum. Eşitlik içinde davranılsın.”

“Türkiye'de ezberlerin bozulması gerekir. Ben ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ derken bunlardan biri de hakem müessesiydi. Hakemleri yanlış eğitiyorlar. Onlardan adalet bekliyorlar. Hakemler adalet dağıtamaz. Hakemler hakim değildir. Yanlış tercüme var. Arapçada da hakem ve hakim ayrıdır. Arbiter’dır. Arbiter Latince köklüdür. Tahkim demektir, gözleyen demektir. Referee referanstan gelir. Referans veren kişi demektir. Kendinizi sahada hakim olarak görürseniz ‘Bu takıma sarı kart, bu takıma da sarı kart gösteriyim’, ‘Bu takıma yanlış yaptım, bu takıma da yanlış yapayım’ diye bir duyguya kapılırsınız. Hakemler hakim değil. Hakem gördüğünü çalan, kuralları uygulayan, egemendir. Türkçesi yok. Yargıcı diye bir kelime bulundu, tutmadı. Lütfen hakem seminerlerinde bu doğru olarak eğitilsin, hakemlere kendilerini hakim zannetmesin ve bizim haklarımızı çiğnemesin. Kimse uzun vadeli fatura kesmesin. Her şey bu dünyada bu sırada olur. Galatasaray'ın lütfen önünü kesmeyin. Herkese adil olun. Kimse mutlu değil hakemlerden. Bu futbolun yapısında beltki. Ama biz şunu söylüyoruz: Lütfen tartışmalı pozisyonlarda kolaylıkla Galatasaray’ın aleyhine çalmayın. Lütfen iki taraf için de düşünün bu bağlamda adil olun istiyoruz. Galatasaray asla pes etmeyecektir!”

“Seçim dönemine kimse hazırlıklı değildi. Dursun başkanım da hazırlıklı değildi. Bizim gibi gelişmekte olan dinamik ülkelerinde, herhangi bir kuruluşta yüzde yüz hazırlıklı olmanız mümkün değil. Yapı çok dinamik. Enkaz edebiyatı sevmiyorum. On binlerce sorun var. Bize zaman gerek. Biz Galatasaray’ın kılcal damarlarına kadar gireceğiz. Bunu ben tehdit veya kötülük anlamında söylemiyorum. Duruma egemen olmak, sistem kurmak için. Biz çekildiğimizde daha rahat, daha mutlu, daha gelişkin Galatasaray bırakmak sevdasıyla buradayız. Her gün her saat doluyuz. Neredeyse her gün bir yere gidiyoruz. Hiçbir zaman Kapadokya’da turistik gezi yapmıyoruz. Nezaket ziyaretlerimizin tamamı Galatasaray’ın çıkarlarınadır. Biz 24 saat bütün arkadaşlarım gece gündüz çalışıyoruz. Galatasaray'a gönül vermiş insanlar inan edin 24 saat çalışıyor. Saat kaçta çıktığımızı bilmiyoruz. ‘Bizi takdir edin’ anlamında söylemiyorum. Böyle bir şeye ihtiyacımız da yok. Top çizgiye geçmediğinde en az yüzde 30’un bize nasıl hamamböceği gibi küfür edeceğini de çok iyi biliyoruz. Biz Galatasaray’ız tek galibiyetle ölmeyiz, tek galibiyetle övünmeyiz. Galatasaray için sürekli sorunlarla mücadele edeceğiz."

“Pandora’nın kutusuna gelince… Sevgili Dursun başkanım değerli bir Galatasaraylı. Samimi söylüyorum. Bizim kimseye özel bir kastımız, düşmanlığımız yok. O da kendi anlamında, kendi perspektifi içinde Galatasaray’a hizmet etmiş, maddi yardımda bulunmuş kardeşimiz. Biz diyoruz ki bu maddi yardımda temlik ve tedbiri kaldıralım. Galatasaray’ın üstündeki pranga gibi. Olay bu. Onu da en nihayetinde kaldıracağını, reel rakamlarda anlaşacağımıza inanıyorum. Biz bir taşı bir metre öteye götürene kim olursa olsun kim olursa olsun medyunu şükran oluruz.”

“Biz açık ve şeffaf olma sözü verdik. Benim biraz da uzmanlık konum. Geçen yönetim döneminde Dursun Bey ile görüşmelerim olmuştu geçmişte. Elimden geleni yapmaya çalıştım fakat yankı bulmadı. Biz UEFA konusunda maalesef mali açıdan iyi durumda değiliz. Uymadık, açık konuşalım. Geldiğimizden bu yana FFP ile ilgili çalışıyoruz. Geldiğimizin ertesi günü teftiş kurulunun iki üyesiyle görüştük. Sağlıklı bir görüşme oldu. Biz son günlerde mesaimizin en az yarısını bu konuya veriyoruz. Bununla ilgili bir çalışma grubu kurduk. Federasyonumuz da bu konuda özellikle Servet yardımcı başkan bize yardımcı olacak. Önemli olan kendimizi ifade etmemiz. FFP’de biz Türk takımların içinde bulunduğu genel durumun UEFA tarafından anlayışla karşılanmasını istiyoruz.”

“YellowFreiday kampanyasını taraftar başlattı. Değerli arkadaşımız kendi çalıştığı Jeunesse firmasını buraya getiriyor. Loca ve kombine satışlarımız. İstediğiniz gibi eleştirin. Fakat lütfen destek olun Galatasaray’a... Sadece eleştirmeyin. Eleştirirken lütfen desteğinizi esirgemeyin. Loca ve kombine satışları için diyorum. Burası benim şirketim değil. Bizim arkadaşlarımızın şirketi değil. Burada elde ettiğimiz gelir tekrar size dönecek. Geleceğin Galatasaray’ını yaratmak istiyorsanız, çocuklarınızın mutlu bir sosyal ortamda büyümesini istiyorsanız siz şimdiden Galatasaray’a destek olmalısınız. Bu nedenle lütfen loca alın… 3 haftada 8.5 milyon TL sadece stat geliri elde ettik. Düşüncemiz Türk oyuncularla TL bazında anlaşma yapmak. Permleri sadece galibiyete yani 3 puana vermek. Yabancılarla da yine Türk liralı anlaşmalar yapmak. Bizi en çok yaralayan gelirin TL, giderin yabancı para cinsinden olması. Galatasaray bir spor kulübü. Yılda 70-80 milyon TL’ye yakın amatör branşalar giderimiz var. Bu mali açmazı açıklar. Devletimiz bu konuda yardımcı olacak. Torba yasa çıkıyor. Amatörlerle ilgili bir düzenleme var. Bu da Galatasaray gelirlerini olumlu etkileyecek, diğer kulüplerin de öyle. Diğer 3 büyük kulüp Türkiye’de toplumun çimentosu. İnşallah FFP’de UEFA’nın Türk takımlarına tekrar bir fırsat vereceğine inanıyoruz.”

“İnan edin sadece kendimize güveniyoruz. İsterse MHK başkanı fanatik Fenerbahçeli olsun. Bu onun futbolla ilgilendiğini gösterir. Haksızlık yapmasın. Objektif olsun diyoruz… Bizi MHK’nın yapısı kendi içindeki mesajlaşmalar doğrudan ilgilendirmiyor. Biz sahada yenilgiyi asla kabul etmeyen, ölümüne savaşan bir futbol takımı, bir spor takımı, voleybolda da basketbolda da. Öyle bir takım istiyoruz. Bizi başkalarının ne düşündüğü ilgilendirmiyor. Toplumsal kanaat ve toplumsal vicdan... Bakın Voltair’e. Toplumsal vicdan… Toplumdaki vicdan eğer bir kişiye, bir takıma, bir gruba, bir aileye, bir insana haksızlık yapıldığına inanıyorsa o vicdan sel olur ezer o haksızlık yapanları. Bunu da unutmayın.”

Google+ WhatsApp